11 Ekim 2012 Perşembe

Atilla İlhan

Attilâ İlhan (15 Haziran 1925 - 11 Ekim 2005), Türk şair, romancı, denemeci, gazeteci ve eleştirmen. Entelektüel çalışmalarıyla Türk edebiyat ve düşünce dünyasına önemli katkıları olmuş bir aydındır.
ayatı
15 Haziran 1925'te Menemen'de doğdu. Tam ismi, Attilâ Hamdi İlhan'dır. İlk ve orta eğitiminin büyük bir bölümünü İzmir ve babasının işi dolayısıyla gittikleri farklı bölgelerde tamamladı. İzmir Atatürk Lisesi birinci sınıfındayken mektuplaştığı bir kıza yazdığı Nazım Hikmet şiirleriyle yakalanmasıyla 1941 Şubat'ında, 16 yaşındayken tutuklandı ve okuldan uzaklaştırıldı. Üç hafta gözetim altında kaldı. İki ay hapiste yattı. Türkiye'nin hiçbir yerinde okuyamayacağına dair bir belge verilince, eğitim hayatına ara vermek zorunda kaldı. Danıştay kararıyla, 1944 yılında okuma hakkını tekrar kazandı ve İstanbul Işık Lisesi'ne yazıldı. Lise son sınıftayken amcasının kendisinden habersiz katıldığı CHP Şiir Armağanı'nda Cebbaroğlu Mehemmed şiiriyle ikincilik ödülünü pek çok ünlü şairi geride bırakarak aldı. 1946'ta mezun oldu. İstanbul Hukuk Fakültesi'ne kaydoldu. Üniversite hayatının başarılı geçen yıllarında Yığın ve Gün gibi dergilerde ilk şiirleri yayımlanmaya başladı. 1948'de ilk şiir kitabı Duvar'ı kendi imkânlarıyla yayımladı.
Tiyatro ve sinema sanatçısı Çolpan İlhan'ın ağabeyidir.
Paris yılları
1948 yılında, üniversite ikinci sınıftayken Nâzım Hikmet'i kurtarma hareketine katılmak üzere ilk kez Paris'e gitti. Bu harekette faal olarak yer aldı. Fransız toplumu ve orada bulunduğu çevreye ilişkin gözlemleri daha sonraki eserlerinde yer alan birçok karakter ve olaya temel oluşturmuştur. Türkiye'ye geri dönüşünde başı sık sık polisle derde girdi. Sansaryan Han'daki sorgulamalar ölüm, tehlike, gerilim temalarının işlendiği eserlerinde önemli rol oynamıştır. Şair bu gerilim havasını ilk şiirlerinde olmasa da özellikle Bela Çiçeği gibi kitaplarında eski günlerini yad ettiği ya da eleştirdiği şiirlerini yayımladı. Birkaç kez gözaltına alındı.

İstanbul - İzmir - Paris üçgeni

1951 yılında Gerçek gazetesinde bir yazısından dolayı soruşturmaya uğrayınca Paris'e tekrar gitti. Fransa'daki bu dönem, Attilâ İlhan'ın Fransızcayı ve Marksizmi öğrendiği yıllardır. 1950'li yılları İstanbul - İzmir - Paris üçgeni içerisinde geçiren Attilâ İlhan, bu dönemde ismini yavaş yavaş Türkiye çapında duyurmaya başladı. Yurda döndükten sonra, Hukuk Fakültesi'ne devam etti. Ancak son sınıfta gazeteciliğe başlamasıyla beraber öğrenimini yarıda bıraktı. Sinemayla olan ilişkisi, yine bu dönemde, 1953'te Vatan gazetesinde sinema eleştirileri yazmasıyla başlamıştır.

Sanatta Çok Yönlülük

1957'de gittiği Erzincan'da askerliğini yaptıktan sonra, tekrar İstanbul'a dönüş yapan Attilâ İlhan sinema çalışmalarına ağırlık verdi. Onbeşe yakın senaryoya Ali Kaptanoğlu adıyla imza attı. Sinemada aradığını bulamayınca, 1960'ta Paris'e geri döndü. Sosyalizmin geldiği aşamaları ve televizyonculuğu incelediği bu dönem, babasının ölmesiyle birlikte yazarın İzmir dönemini başlattı. Sekiz yıl İzmir'de kaldığı dönemde, Demokrat İzmir gazetesinin başyazarlığını ve genel yayın yönetmenliğini yürüttü. Aynı yıllarda, şiir kitabı olarak Yasak Sevişmek ve Aynanın İçindekiler dizisinden Bıçağın Ucu yayımlandı. 1968'de evlendi, 15 yıl evli kaldı.

İstanbul'a dönüş

1973'te Bilgi Yayınevi'nin danışmanlığını üstlenerek Ankara'ya taşındı. Sırtlan Payı ve Yaraya Tuz Basmak'ı Ankara'da yazdı. 1981'e kadar Ankara'da kalan yazar Fena Halde Leman adlı romanını tamamladıktan sonra İstanbul'a yerleşti. İstanbul'da gazetecilik serüveni Milliyet (2 Mart 1982 - 15 Kasım 1987) ve Gelişim Yayınları ile devam etti. Bir süre Güneş gazetesinde yazan Attilâ İlhan, 1993-1996 yılları arasında Meydan gazetesinde yazmaya devam etti. 1996 yılından 2005 yılına kadar köşe yazılarını Cumhuriyet gazetesi'nde sürdürdü. 1970'lerde Türkiye'de televizyon yayınlarının başlaması ve geniş kitlelere ulaşmasıyla beraber Attilâ İlhan da senaryo yazmaya geri dönüş yaptı.
Sekiz Sütuna Manşet, Kartallar Yüksek Uçar ve Yarın Artık Bugündür halk tarafından beğeniyle izlenilen diziler oldu.
İlk romanı Sokaktaki Adam yayımlandığında 10 roman yazmıştı. Bunlar hiç gün ışığına çıkmadı. Attilâ İlhan bunun sebebini bir söyleşide şöyle açıklıyor: "... birçok roman yazdım daha önceden. Ama neden yayınlamadım? Çok akıllıca bir sebebi vardı. Çünkü biliyorum ki yazarlar ilk romanlarında kendilerini anlatırlar. O da romancılık değildir. Günlük tutmaktır." (Düşün, Haziran 1996).
Roman serüvenine başladığında döneminin diğer yazarları daha çok yerel ve kırsal olayları, kişileri işlerken Attilâ İlhan şehir insanını Türkiye'nin yakın dönem tarihini siyasal, ekonomik ve sosyal yanlarıyla ele alan bir yapı içerisinde işliyordu. Sadece İstanbul, İzmir gibi Türkiye'nin büyük şehirlerini, işlediği dönemin yaşam tarzını, ekonomik ve sosyal sorunlarını kahramanlarının gözüyle yansıtmakla yetinmiyor; aynı zamanda, batı kültürünün Türkiye'ye ne şekilde yansıdığını, olumlu ve olumsuz etkilerini, çizdiği karakterlerle ve Avrupa'daki şehirlerle örtüşen bir yapı içerisinde irdeliyordu.

Hazırlık ve Arayış Dönemi

Romanda 'hazırlık ve arayış dönemi' diye nitelendirilebilecek dönemde, yayımladığı Sokaktaki Adam ve Zenciler Birbirine Benzemez'de yazarın Paris'te yaşadığı yıllara ait deneyimlerinin ve gözlemlerinin karakterlere yansıdığı görülür. Yazıldığı yıllarda Türkiye'deki batılılaşma uğruna toplumdan kopan kişilerin bocalamaları Sokaktaki Adam'da ele alınırken, Zenciler Birbirine Benzemez'de Avrupa'da komünist ve anti-komünist mültecilerle karşılaşan, hayal kırıklığına uğramış bir devrimci anlatılır. Her bölümün farklı bir karakterin ağzından aktarıldığı Sokaktaki Adam, Attilâ İlhan'ın edebiyatımıza getirdiği yeni bir söylem olarak alınabilir. Daha sonraki romanlarında da görüleceği gibi, diyalektik bir yaklaşımla işlenen olaylarda kahramanlar güçlü ve zayıf yanlarıyla okura ulaşır; birbirlerini suçlamaz ve okuyucuda önyargı oluşturmazlar. Attilâ İlhan, Zenciler Birbirine Benzemez için bakın neler diyor:" Kitap 'soğuk savaş'ın en belalı döneminde yazıldı, yayınlandı. Çok ikircikli bir sorunu tartışıyordum. Romanın kahramanı, İstanbul'daki ve Paris'teki 'solcu' çevrelerle düşüp kalkıyor, bunlarla ilişkilerini ve tartışmalarını anlatıyordu, her şeyi olduğu gibi yazmak, romanın yayımlanmasından vazgeçmekle eşitti. Bu bakımdan, içeriğine hafif flu bir hava verdim."
Romanın dilinin farklılığını ise yazıldığı dönem içerisinde yoğun Fransızca çalışmasına bağlayan yazar, bazı cümleleri Fransızca düşünüp Türkçe yazmıştır.

Olgunluk dönemi

Yazarın "olgunluk dönemi" diye tanımlanabilecek edebiyat süreci Kurtlar Sofrası ile başlar. Sokaktaki Adam'da ne istediğini değil, ne istemediğini bilen biri anlatılırken; Zenciler Birbirine Benzemez'de Mehmed-Ali istedikleri ile istemedikleri arasında mütereddit bir karakteri yansıtmaktadır. Oysa Kurtlar Sofrası'nda Mahmud ne istediğini çok iyi bilen bir karakteri çizer. Bu üç romanıyla Attilâ İlhan Türk aydınına farklı açılardan bakar, fikirlerini diyalektik-materyalist bir sentez içinde derleyerek Türkiye için bir sentez önerir- ki sonradan yazdığı yedi kitaplık Aynanın İçindekiler serisi de bu zemine oturmaktadır. Bıçağın Ucu, Sırtlan Payı, Yaraya Tuz Basmak, Dersaadet'te Sabah Ezanları, O Karanlıkta Biz, Allah'ın Süngüleri: Reis Paşa ve Gazi Paşa bu seriyi oluşturan romanlardır. Her romanda yer alan karakterler, Türkiye'nin tarihinde köşebaşlarını oluşturmuş dönemlere ayna tutan aydınlardır. Tarihi olaylar, politik ve sosyal dengelerle ele alınır. Birbirleriyle bağlantısı olan karakterlerden herbiri bir romanda ön plana çıkar ve olaylar onun gözlemleriyle aktarılır. Bu serinin bütünü irdelendiğinde yine, yazarın Türk aydınına yakın tarihimize bir bakma şansı tanıdığını ve kendi toplumcu-gerçekçi bakış açısıyla önergeler sunduğu görülür.

Ölümü [

Attilâ İlhan ilk kalp krizini 1985 yılında geçirdi. Bu tarihten sonra kardiyolojik sorunları devam eden İlhan'ın 2004'ten itibaren sağlık durumu daha da bozuldu. 11 Ekim 2005'te İstanbul'daki evinde geçirdiği ikinci kalp krizi sonucu hayata veda ettiğinde 80 yaşındaydı.
2003 Sertel Demokrasi Ödülü'ne layık görülmüştür. 1946 CHP Şiir Yarışması İkinciliği 1974 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü tutuklunun Günlüğü ile 1975 Yunus Nadi Roman Armağanı Sırtlan Payı ile vefatından sonra 2007 yılında kurulan Attilâ İlhan Bilim Sanat Kültür Vakfı çalışmalarına devam etmektedir.
Eserleri [

Televizyon dizileri

Şiir albümleri

Romanları

Şiirleri

  • 34 FN 346
  • Adım Sonbahar
  • Adımla Nasıl Berabersem
  • Ağır Kan Kaybı
  • Ağustos Çıkmazı
  • Ah
  • An Gelir
  • Arabesk
  • Artı Sonsuz
  • Aydınlık Neyin Oluyor Senin?
  • Ayrılık Sevdaya Dahil -1
  • Ayrılık Sevdaya Dahil -2
  • Ayrılık Sevdaya Dahil -3
  • Ayrılık Sevdaya Dahil -4
  • Ayrılık Sevdaya Dahil -5
  • Aysel Git Başımdan
  • Bakarsak
  • Bana Bir Şimşek Çak
  • Batan Bu Köhne Şileb...
  • Bekle
  • Bela Çiçeği
  • Belki Gelmem Gelemem
  • Belma Sebil
  • Ben Artık Küsüm
  • Ben Sana Mecburum
  • Bence Malumdur
  • Bir Üç Beş
  • Biraz Paris' '
  • Böyle Bir Sevmek
  • Büyük Yolların Haydudu
  • Carıcın De Geçen Kış
  • Cebber Oğlu Memmed
  • Cinayet Saati
  • Cinnet Çarşısı
  • Claude Diye Bir Ülke
  • Delik Deşik
  • Diyalektik Gazel
  • Duvar
  • Elde Var Hüzün
  • Elimden Gelen Bu
  • Emirganda Çay Saati
  • Emperyal Oteli
  • Gece Buluşması
  • Gecenin Kapıları
  • Geç Kalmış Ölü
  • Geçerdi Hep
  • Gibi Redifli Gazel
  • Hacı Murad In Ölümü
  • Hannelise
  • Harp Kaldırımda Aşk
  • Hayır...
  • Her Sabah, Yanılmak!..
  • Herşeyi Birden İstemek
  • Issızlığın Çığlığı
  • Işık Mezarlığı
  • İhtiyar Balladı
  • İki Yüzlü Melekler
  • İkinizden Hanginiz
  • İstanbul Ağrısı
  • Jilet Yiyen Kız
  • Kadınlar Sonbahar
  • Kalk Gidelim Kadınlar Balladı
  • Kaptan -1
  • Karantinalı Despina
  • Kırmızı Pazar
  • Kim Kaldı
  • Kim O?
  • Kimi
  • Kimi Sevsem Sensin
  • Korkarım
  • Korkunun İsi
  • Korkunun Krallığı
  • Mahur Beste
  • Maria Missakian
  • Memleket Havası
  • Mevsimdir
  • Mihaka
  • Muhalif Rüzgar
  • Muhayyer
  • Mustafa Kemal...
  • Müjgan'a Aşk Şarkıları
  • Nasıl Bir Sevdaysa
  • Nasıl Olduysa
  • Nefesler -4
  • Neydi O Bir Zamanlar
  • Nöbet Değişimi
  • O Sözler Ki
  • Onsekiz
  • Ölmek Yasak
  • Ömer Haybonun Son Günleri
  • Pia
  • Pusudaki
  • Rast "Zenci" Peşrevi
  • Rinna-Rinnan-Nay
  • Rüzgar Gülü...
  • Saçların Örülmüş Olmalı
  • Sakın Ha
  • Saklı Sevda
  • Salı Sabaha Karşı
  • Sana Ne Yaptılar
  • Sen Benim Hiçbir Şeyimsin
  • Sen Beyaz Bir Kadınsın
  • Sen Burda Bir Yabancısın
  • Sen Yoksun
  • Serüvenin Sonu
  • Sevmek İçin Geç Ölmek İçin Erken
  • Silahlı Dört Besmele
  • Sisler Bulvarı
  • Sokağa Çıkma Yasağı
  • Sokaklarda Mızıka Çalma Çocuk
  • Söyler
  • Sultan-ı Yegah
  • Süheyla Değildi Adın
  • Süleyman
  • Şahane Serseri
  • Şeyh Bedrettin-i Simaviye Gazel
  • Şubat Yolcusu
  • Tarz-ı Kadim
  • Tatyosun Kahrı
  • Tut Ki Gecedir
  • Tutuklunun Günlüğü
  • Usturanın Ağzında
  • Üçüncü Şahsın Şiiri
  • Varsağı -1
  • Varsağı -2
  • Varsağı -3
  • Waldorf Astoria
  • Yağmur Gemileri
  • Yağmur Kaçağı
  • Yağmurda Sis Düdükleri
  • Yalnızlığı Denemek
  • Yalnızlık Şiiri...
  • Yanılsama
  • Yasak Sevişmek
  • Yazın Son Günleri
  • Yirmibeşinci Kısım
  • Zeynep Beni Bekle

Deneme-Anı

Denemeler

Cumhuriyet söyleşileri

0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.