9 Mart 2013 Cumartesi

Ömer Altuğ

Ömer Altuğ (d. 1907) Tamburi ve bestekar. Ankara Radyosu'nun kadrolu sanatçılarından olan Altuğ'un hayatı 1965 yılında son buldu.

Özgeçmişi

Ömer Altuğ, 1907 yılında Sivas’ta doğdu. Sivas Sultanisi’nde orta öğrenimini tamamladı. Lise eğitiminden sonra müzik tutkusu ağır bastığından, eğitimine devam etmedi ve kendini müziğe adadı. Kendi çabalarıyla öğrendiği Ud ile başladı. En çok etkilendiği kişi Tamburi Cemil Bey oldu. Klasik Türk Müziği’nin, notaya dayanan kültürüne vakıftı. Bir ara, kemana da heves etti. Yatağının yanında udu, kemanı daima dururdu. Sabahları, en büyük zevki sazları ile uğraşmak olurdu. Sonradan, tambura tutuldu. Uddaki başarısını tamburda gösterebilmek için, bütün çalışmalarını bu saza döktü. Mızrabı güzeldi, artık o udi değil; Tamburi Ömer Altuğ olarak anılmaya başlamıştı. Kemanın verdiği yetenekle yaylı tamburdaki başarısı daha da üstün oldu. Bunun sonucunda da güfte, beste ve saz semaileri ortaya çıkardı.
Müziğe olan tutkusunun yanında, güzel sanatların her dalına karşı da bir eğilimi vardı. Bunlardan biri olan hattatlık ile ilgilendiği gibi, kendi yeteneği dahilinde çalışmalar yapardı. Sivas Halkevi’nde, kimi konuşmacıların yanında, müziğini icra eder, konuşmalara ayrı bir hava ve renk getirirdi. Bu olaylar onu ve kendini müziğe adamış sanatçı arkadaşlarını Halkevi’ne bağlamıştı. Artık her hafta Cumartesi günleri, Halkevi hoparlörlerinden Sivas bu müziği dinliyordu.
Çok geçmeden TRT Ankara Radyosu’nda tertiplenen, müzik folkloruyla ilgili çalışmalara Sivas Halkevi’ni de çağırdılar. Bu vesileyle, Radyoevi’nin Türk Müziği bölümünde çalışanlarla tanıştı ve kısa bir süre sonra da 1944 yılında Ankara Radyosu sınavlarını kazanarak radyonun kadrolu sanatçılarından biri oldu. Radyo sanatçılığının yanı sıra Milli Savunma Bakanlığı ve Harita Genel Müdürlüğü’nde çalıştı.
Hiçbir zaman, piyasada çalışmadı. Çünkü müzik, O’nun için bir geçim kaynağı değil, ruhunun besin ve ilham kaynağıydı. Onun sanatçı ruhu Ankara’ya hiçbir zaman ısınamadı. Maalesef emekli bile olamadan hastalığının belirtileri ortaya çıkınca Sivas’a döndü ve bir bürokrat şehri olan Ankara’nın her çeşit hengamesinden uzak bir yaşam sürmeyi tercih etti.
Bir süre sonra hastalığı ilerledi ve 9 Mart 1965’te 58 yaşında, Sivas’ta hayata gözlerini yumdu. Geride, kendisine ait onlarca beste, güfte ve şarkı bıraktı.

Çalışmaları

  • Neyden Dökülen Nağme Olup Kalbime Aksan
  • Nedendir Ruhumda Bu Hicran Neden
  • Ruhumda Bu Akşam Yine Gizli Bir Melal Var Hüzün Gibi
  • Gül Yüzlüm İsmini Nerede Ansam’dır
  • Nihavend Saz Semaisi
  • Şehnaz Saz Semaisi
  • Sultaniyegah Saz Semaisi

0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.