28 Kasım 2015 Cumartesi

Aylaklar

Aylaklar, Melih Cevdet Anday'ın kendi adıyla yayınladığı dört romandan ilkidir. 1965 yılında yayınlanmıştır.
Romanda, Osmanlı zamanından kalma bir konakta, gittikçe ufalmış bir aile ve onların yanında parazit hayatı yaşayan yakınlarından oluşan tembel, aylak, işsiz güçsüz bir grup insan yaşar. Roman, bu ailenin zamanla hem maddi hem manevi açıdan çöküşünü ve sonunda dağılışını anlatır.

Özet

Leman Hanım, II. Abdülhamit’in eczacıbaşılarından Şükrü Paşa’nın kızı ve tek mirasçısıdır. Babasından kalan konakta, babasından kalan mirasla geçinerek yaşar. Konakta Leman Hanım’ın kocası Davut Bey, kızları alkolik kızkurusu Mürşide, ölen kızlarının kocası Galip Bey, torunları Muammer ve onun eşi Ayla oturur. Ayrıca Davut Bey’in eski arkadaşı Dündar Bey, Muammer’in ve Ayla’nın arkadaşı Şükrü ve Galip Bey’in kuzini Nesime de onlarla birlikte yaşamaktadır. Bu insanların hiçbiri herhangi bir işte çalışmaz. Konakta Leman Hanım’ın eline bakarak, işsiz güçsüz bir yaşam sürerler.
Leman Hanım ailenin ve konakta yaşayanların geçimini tek başına sağlar. Konaktaki eski şatafatlı, kalabalık yaşamı sürdürmeye, Şükrü Paşa ailesinin devamını sağlamaya çalışır. Ama parası günden güne azalır, borçları artar. Sonunda rehine verdiği konağı boşaltmak zorunda kalırlar. Bütün aile sokakta kalır.
Bu sırada, ailenin yakın zamanda ölen damadı Galip Bey’in, yıllarca sürdürdüğü pinti yaşamında biriktirdiği paralarla geniş bir apartman dairesi aldığı ortaya çıkar. Aile buraya taşınır. İdareyi Leman Hanım’ın torunu, Galip Bey’in oğlu Muammer devralır, çünkü Leman Hanım konağın boşaltılması sırasında gelen bir felçle yatalak kalmıştır. Ama Muammer onun yerini dolduramaz. Çünkü hayattan hiçbir beklentisi, hiç umudu yoktur. İnsanları sevmez, onlarla birlikte olmaya katlanamaz. Hayatın boş ve anlamsız olduğunu, içinde bulundukları bu yaşantıyı değiştirmek için herhangi bir adım atmanın yarasızlığını savunur.
Evin sorumluluğu karşısında bunalınca, evden uzaklaşmak için bir süre avukatlık yapar. Bu arada bir siyasi partiye girip çalışır. Bunlar onu bir süre oyalasa da sonunda ruhundaki sıkıntı baskın gelir. Muammer işini ve partiyi bırakır. Eşi Ayla’nın, Şükrü’nün ve Nesime’nin evi terk etmesine sebep olacak davranışlarda bulunur. Bu arada Leman Hanım, Davut Bey ve Dündar Bey de ölmüşlerdir. Evde alkolik ve artık delirmiş teyzesi Mürşide ile yalnız kalan Muammer her şeyi ardında bırakarak kaçıp gider. Cebinde sadece bir lira ile bir otel odasına sığınır. Roman Muammer’in bu kaybetmiş haliyle son bulur.

Karakterler

Şükrü Paşa Ailesi

  • Leman Hanım: Şükrü Paşa'nın kızı ve tek varisi. Ailenin oturduğu konağın ve geçindiği mirasın sahibi olan Leman Hanım, konaktaki eski yaşam standardını korumak için elinden geleni yapar. Ancak parası yetmeyince etrafa borçlanır, sonunda konağı kaybeder.
  • Davut Bey: Leman Hanım'ın kocası. Zamanında Arnavutluk'ta valilik yapmış babasından kalan bir miktar mirası çılgın fikirleri uğruna düşünmeden harcar. En büyük tasarıları arasında Argo gemisinin yolunu izleyerek altın postu bulmak ve Yuşâ Tepesi'ne Fatih Sultan Mehmet'in dev bir heykelini dikmek vardır. Eşinin ölümü sonrasında iyice bunayan Davut Bey, her gün gidip çocuklara kâğıt helva aldığı parkta otururken ölür.
  • Mürşide: Leman Hanım ile Davut Bey'in büyük kızı. Küçüklüğünden beri garip biri olan Mürşide biraz da çirkincedir. Kardeşi Pakize'nin doğumuyla iyice yalnızlaşır. Kendi içine kapanan Mürşide zamanla alkolik olur ve aklını kaçırmaya başlar.
  • Galip Bey: Leman Hanım ile Davut Bey'in küçük kızı Pakize'nin kocası, Muammer'in babası. Eşi Pakize, önceleri derviş olan, tekkeler kapatılınca dans öğretmenliğine başlayan bir adama aşık olunca, annesi Leman Hanım bu ilişkiye karşı çıkar ve kızını, babasının zengin olduğunu sandıkları Galip Bey ile evlendirir. Pakize Galip Bey'i hiçbir zaman sevmez. Muammer'in doğumunun hemen ardından Pakize ölür. Bu ölümün intihar olduğu, Muammer'in babasının ise Galip değil eski derviş olduğu öne sürülür. Bu olaydan sonra, son derece pinti olan ve sürekli sara nöbetleri geçiren Galip Bey köşkte yaşamaya devam eder.
  • Muammer: Pakize ve Galip Bey'in oğlu. Muammer üniversiteden avukat olarak mezun olur ancak mesleğini yapmaz. Hiçbir iş yapmadan konakta bütün gün oturup düşünür. Hayatın boş ve anlamsız olduğunu, onu değiştirmeye değmeyeceğini savunur. Bu yüzden ailenin dağılması karşısında hiçbir şey yapmaz, hatta canını sıkan insanlardan kurtulmak için bunu bir fırsat olarak görür.
  • Ayla: Muammer'in eşi. Muammer'in ailesinin soyluluğuna kapılıp onunla evlenmeyi kabul eder. Önceleri üniversiteyi bitirmek, Anadolu'nun en ücra köşelerinde birinde faydalı işler yapmak ister. Ancak evlenince tüm ideallerini unutur, üniversiteyi bırakır. Eve kapanıp seramikle uğraşmaya başlar.

Diğerleri

  • Dündar Bey: Davut Bey'in gençlik arkadaşı. Bir Meşrutiyet ihtilalcisidir. Önceleri İttihatçılar ile çalışmış, sonradan onlara muhalefet edince sürgüne gönderilmiştir. Yıllar sonra eski arkadaşı Davut Bey ile karşılaşır ve o günden sonra konağa yerleşir.
  • Şükrü: Muammer ve Ayla'nın arkadaşı. Üniversiteyi terk etmiş, işsiz güçsüz bir gençtir. Konakta yaşar, entelektüel ortamlara girip çıkar. Bir edebiyat dergisi çıkarmayı tasarlar ama hiçbir zaman bu konuda harekete geçmez. Sürekli etrafındaki kişileri ve konakta yaşayanları eleştirir. Ayla ile Muammer'in evlenmelerine önayak olur ancak Ayla ile olan samimiyeti ailede söylentilere yol açar.
  • Nesime: Galip Bey'in kuzini. Kocasından kaçıp bir aktörle birlikte olur. Ondan da ayrılıp dayısının yanına gelir ve konağa yerleşir. Önce Şükrü'yle sonra Muammer'le ilişkiye girer.

0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.