2 Şubat 2015 Pazartesi

Memleketimden İnsan Manzaraları

 


Memleketimden İnsan Manzaraları, Nazım Hikmet’in 1939’da yazmaya başladığı, 1960’ların ikinci yarısında yayımlanabilen şiir kitabıdır.
17bin mısradan oluşan eser Nazım Hikmet şiirinin doruğu kabul edilir. Kitap İkinci Meşrutiyet'ten II. Dünya Savaşı’na kadar olan dönemde Anadolu’da yaşamış sıradan insanların öykülerini okuyucuya sunar. Türkiye’nin 1920-1940 yılları arasındaki toplumsal tarihi, Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nı da içerecek biçimde verilirken bir yandan da II. Dünya Savaşı’nda Nazizm’in yenilgisi değişik yönleriyle ele alınıp yansıtılır. Düzyazı, şiir, senaryo tekniklerinin iç içe kullanıldığı bir eserdir. Beş ciltten oluşur, beşincisi tamamlanmamıştır.
1938’de Nazım Hikmet’in cezaevine girmesi ile konulmuş olan eserlerini yayınlama ve okuma yasağı nedeniyle şairin hayatı boyunca yayımlanamayan eser, 1965'te yasağın kalkmasından sonra, oğlu Memet Fuat’ın sahibi olduğu De Yayınevi tarafından 1966-1967 yıllarında 5 cilt olarak yayımlanmıştır.
Eser, MEB tarafından 100 Temel Eser Listesine dahil edilmiştir.


Eserin yazılma süreci

Nazım Hikmet, Memleketimden İnsan Manzaraları'nı 1939'da İstanbul'da yazmaya başlamıştır.
"1939'da İstanbul'da tevkifanede başlanıp
................................biten bu kitap..."
(Memleketimden İnsan Manzaraları, Nazım Hikmet, YKY, 2006)

Şairin 1939’da üzerinde çalışmaya başladığında eserin adı; “Meşhur Adamlar Ansiklopedisi” idi. Şair, Almanya’nın Sovyetler Birliği’ne saldırısını öğrendiğinde yirmibirinci yüzyıl tarihini yazmayı düşündü. Memleketimden İnsan Manzaraları, bu düşüncenin bir ürünü olarak ortaya çıktı. “Meşhur Adamlar Ansiklopedisi’, 1941’de Bursa Hapishanesinde iken yazmaya başladığı Memleketimden İnsan Manzaraları’na bir bölüm olarak girdi.
Nazım Hikmet yapıtıyla ilgili ön tasarısını şöyle açıklamıştır:
  1. İstiyorum ki okuyucu 12,000 mısrayı bitirdikten sonra vıcık vıcık insan kaynaşan bir mahşerden geçmiş olsun,
  2. İstiyorum ki bu insan mahşerinin konkre ifadesi okuyucuyla muayyen bir devirdeki, muhtelif sınıflara mensup Türkiye insanları vasıtasıyla Türkiye'nin muayyen bir tarihi devredeki sosyal durumunu anlatsın,
  3. İstiyorum ki ikinci planda, Türkiye cemiyetini çevreleyen dünya durum muayyen bir devrede- anlaşılsın,
  4. İstiyorum ki -nereden gelip, nerede olduğunu, nereye gidildiği? sualine, sahamın içinde azamî imkânlarla cevap verilsin.
(Kemal Tahir’e Hapishaneden Mektuplar, Nazım Hikmet, Bilgi Yayınevi)

Şair 1950'de hapisten çıktığında eserin 66bin satır yazılmış olduğunu ifade eder. Ertsi sene ülkeyi terkederken destanın bazı bölümlerini arkadaşları arasında dağıtır. Bazıları, yakalanma tedirginliği ile ellerindeki bölümleri yakıp yok etmiştir. 1965’te eserin Türkiye'de yayımlandığında elde 17.000 mısra kalmıştır.

Eserin bölümleri

Eserin birinci bölümü İstanbul’da, Haydarpaşa Garı’nda 1941 yılında başlar. 15.45’te Eskişehir’e hareket eden trenin 510 numaralı üçüncü mevki vagonunda 18.38’de Ankara’ya ulaşılana kadar devam eder. Vagonun yolcuları sıradan köylü, asker, işçi ve tutsaklardır. Bazı yolcuların hayat hikâyeleri, dünya görüşleri ve düşündükleri ile bütün destanı takip eder.
İkinci kitap başka bir trenin yine Haydarpaşa garından hareket edecek olan yolcularını ele alır. Bu sefer yolcular siyasetçi, diplomat, tüccar, fabrika sahipleridir. Kurtuluş Savaşı Destanı’ndan bazı bölümler esere alınmıştır.
Üçüncü kitap hapishane ve hastanede geçer. Dördüncü kitap Sovyetler Birliği ve Fransa’da faşizme karşı direnenlere değinir. Tamamlanmamış beşinci kitapta Türk toplumunda savaşın yansımaları, çekilen zorluklar ve katı yaşam koşulları aktarılır.

Uyarlamalar

Tiyatro

Eserin birinci bölümü Nazım Hikmet’in doğumunun 100.yıl olan2002’de Ankara Sanat Tiyatrosu tarafından bir tiyatro oyunu olarak kurgulanarak Rutkay Aziz yönetmenliğinde sahneye konmuştur.
Nazım Hikmet’in "Memleketimden İnsan Manzaraları"ndan Onbir Tablo adlı oyun, bu kitaptan seçilen sahnelerin Nihat Asyalı tarafından tiyatroya uyarlanması sonucu ortaya çıkmış ve 2010 yılında dünya prömiyeri yapılmıştır.

0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.