15 Ocak 2014 Çarşamba

Lale Oraloğlu


Lale Oraloğlu, (d. 28 Eylül 1924, İzmir – ö. 15 Ocak 2007, İstanbul). Türk sinema ve tiyatro sanatçısı, profesyonel sporcu.

Yaşamı

Lale Oraloğlu, 28 Eylül 1924 yılında İzmir`de dünyaya geldi. Dame de Sion, Şişli Terakki, Sainte-Pulchérie Fransız Lisesi, Nişantaşı Ortaokulu, Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi ve Alman Lisesi’nde eğitim gördü. 400 metre yüzme şampiyonluğu ve Türkiye gülle atma ikinciliği olan Oraloğlu, 7 yaşında piyano çalmaya başladı. Konservatuvarın piyano, sonra da şan bölümünde çalıştı. Sanat eğitimini konservatuvarda tamamlayan sanatçı, gazetecilik de yaptı. Ayrıca, oyuncu Alev Oraloğlu'nun annesidir.
Edebiyat Fakültesi İngiliz Filolojisi mezunu olan sanatçı dört dil biliyordu. Oraloğlu, katıldığı tiyatro kurslarında Muhsin Ertuğrul’un dikkatini çekti ve 1951 yılında açılan Küçük Sahne’de profesyonel olarak çalışmaya başladı. 1951-60 arasında 35 filmde başrol oynadı. Tiyatrosunu annesi 90 yaşına geldiği ve yanında olması gerektiği için 1987 yılında kapattı.

Sinema kariyeri

Oyuncu olarak adım attığı sinemanın çeşitli yönleriyle uğraştı, senaryo yazdı ve yönetmenlik denemesinde bulundu. Yeşilçamın Görünmeyen Kadınları isimli belgesele, Türk sinemasının ilk üç kadın yönetmeniyle birlikte, kendisinin yaşamı da konu oldu. Türk Filmlerİ Yarışması'nda Kırık Çanaklardaki oyunuyla aldığı En İyi Kadın Oyuncu ödülü (1961), 2000 yılında Avni Dilligil Tiyatro Jüri Özel Ödülü gibi bazı ödüller kazandı. 1 Aralık 2001'de sanat hayatının 50. yılını, Kültür Bakanlığı tarafından düzenlenen bir geceyle kutladı.

Ölümü

26 Kasım 2006 tarihinde rol aldığı "Candan Öte" adlı dizi filmin seslendirmesinden çıktıktan sonra beyin kanaması geçirerek Özel Umut Hastanesi'ne kaldırılan Oraloğlu (82), tedavisi sürerken zatürree oldu, ayrıca kalp sorunları da yaşadı. Tiyatro ve sinema sanatçısı Lale Oraloğlu 15 Ocak 2007'de saat 14.45'te, 26 Aralık tarihinden bu yana yoğun bakım ünitesinde tedavi gördüğü Özel Umut Hastanesi'nde 82 yaşında vefat etti. Zincirlikuyu mezarlığında gömülüdür.

Filmleri

Yönetmen

  • Bir Kadın Tuzağı (1971)
  • Hüdaverdi-Pırtık (1971)
  • Hızlı Hızır (1972)
  • Ölüm Bebekleri (1972)

Yapımcı

  • Sevdiğim Sendin (1955)

Senarist

  • Sevdiğim Sendin (1955)
  • Kırık Çanaklar (1960)
  • 'Hatırla Sevgilim (1961)

Oyuncu

  • Yavuz Sultan Selim Ağlıyor (1952)
  • Yıldırım Beyazıt ve Timurlenk (1952)
  • Kanlı Para (1953)
  • Altı Ölü Var/İpsala Cinayeti (1953)
  • Yanola Nilgün (1954)
  • İki Ateş Arasında (1954)
  • Kötü Tohum (1963)
  • Son (2001)
  • Sihirli Annem (2003)
  • Candan öte (2006)

Ödülleri

  • Türk Filmleri Yarışması, 1961
    • En İyi Kadın Oyuncu (Kırık Çanaklar)
  • TFDD I. Türk Film Festivali, 1953
    • En iyi kadın oyuncu (Ayfer Feray ve Nedret Güvençle birlikte.)

KAYNAK:WİKİPEDİ ÖZGÜR ANSİKLOPEDİ

Nezihe Becerikli


Nezihe Becerikli, (1918, İstanbul - 15 Ocak 2000, İstanbul), Türk tiyatro ve sinema oyuncusu.
Sanat yaşamına 1932 yılında sahnelenen Yalova Türküsü ve Sarı Zeybek adlı müzikli oyunlarda balerinlikle başladı. Ardından 1933 yılında tiyatroda oynadı ama baleyi bırakmadı. Başbalerin olarak ilk yer aldığı yapımlar, Lüküs Hayat ve Delidolu adlı operetlerdi. Nezihe Becerikli, bir dönem çocuk oyunlarında rol almasının ardından Şehir Tiyatroları'na geçerek emekli olduğu 1976 yılına kadar birçok oyunda rol aldı. Sanatçı kamera karşısına da geçerek Yeşilçama adım attı. Birçok tiyatro oyunu ve sinema filminde önemli roller üstlenen Becerikli, kendisi gibi oyuncu olan Ahmet Tarık Tekçe ile bir evlilik yaşamıştı.

Filmografisi

  • Yürek Dede - 1996
  • Aşk Üzerine Söylenmemiş Herşey - 1995
  • Bize Nasıl Kıydınız - 1994
  • Sürgün - 1992
  • Minyeli Abdullah - 1989
  • Afife Jale - 1987
  • Kuruluş / Osmancık - 1987
  • Kırık Bir Aşk Hikayesi - 1981
  • Fatoş'un Fendi Tayfur'u Yendi - 1964
  • İki Damla Gözyaşı - 1961
  • Dertli Çoban - 1960
  • Aşkın Acıları - 1959
  • Üç Kızın Hikayesi - 1959
  • Gönülden Ağlayanlar - 1958
  • Fırtına Geçti - 1957
  • Papatya - 1956
  • Kader - 1955
  • Büyük Günah - 1955
  • Balıkçı Güzeli / 1002. Gece - 1953
  • Hürriyet Şarkısı - 1951
  • Er Meydanı - 1949
  • Ölünceye Kadar Seninim - 1949
  • Çıldıran Kadın - 1948
  • Büyük İtiraf - 1947
  • Yanık Kaval - 1947
  • Deniz Kızı - 1944
  • Dertli Pınar - 1943
  • Kahveci Güzeli - 1941
  • Allahın Cenneti - 1939

Sami Yetik


Sami Yetik (1878, İstanbul - 1945), Türk ressam,
İlköğrenimini Şehzadebaşı Taş Mektep te tamamladı. Çiçek Pazarı Rüştiyesi'nden sonra, Mülkiye İdadisi'nden, Kuleli Askeri İdadi’si (Kuleli Askeri Lisesi)’ne geçti. Resme olan ilgisi Kuleli Askeri İdadisi'ne gelene kadar beğeni düzeyinde iken; Kuleli Askeri Lisesi’nde, arkadaşı Mehmet Ali Laga’nın tutku derecesinde resimler yapması üzerine o da resim yapma yönünde motive oldu. O dönemde okulda hoca olan Osman Nuri Paşa'nın teşviki ise motivasyonunu arttırdı. Kuleli’den sonra 1896 yılında girdiği Harbiye Mektebi’nde Hoca Ali Rıza'nın öğrencisi oldu. 1898’deki Harbiye mezuniyetinden sonraki dönemde Hoca Ali Rıza’nın yakın ilgisini gördü.
Girdiği sınav sonunda resim öğretmeni olarak atandığı Eyüp Baytar Askeri Rüştiyesi'ndeki görevinden sonra 1900 yılında resim öğrenimi görmek üzere Sanayi-i Nefise Mektebi'ne girdi. 1906 yılında mezun oldu. Harbiye ve Kuleli’de bir dönem resim öğretmenliği yaptı. Koca Mustafa Paşa Askeri Rüştiye’sinde resim öğretmenliği yaparken; Harbiye Nazırı Mahmud Şevket Paşa'nın izni ile Paris'e gitti.
İlk resim öğretmeni Hoca Ali Rıza olan sanatçının ilk Figür hocası ise İtalyan sanatçı Valeri’dir. Paris’te doğa gözlemine dayanan Empresyonizm’i devam ettiren Sami Yetik, 1908-1912 yıllarında Sanayi-i Nefise Mektebi’nden mezun olup; Avrupa’ya gönderilen İbrahim Çallı, Feyhaman Duran, Hikmet Onat, Nazmi Ziya Güran, Namık İsmail ve Hüseyin Avni Lifij gibi yurda dönüşlerinde Türk Resmi’nde ekol (Empresyonizm) yaratacak sanatçılar da vardı.


ATATÜRK ANAFARTALARDA
Avrupa’da 19. yüzyıl ortalarında ((1860-1870) beğeni bulan Empresyonizm akımının Türkiye temsilcisi her ne kadar Hüseyin Zekai Paşa ise de, Türkiye’de bu akım 1914 yılından sonra yayıldı. Paris’teki Akedemi Julian ve Ecole Pijieve’ye devam ederken Juan Paul Lauren'in atölyesinde de çalışan Sami Yetik, klasik ekolun etkisinden kurtularak Empresyonizmin heyecanına girdi.


Yurda döndükten sonra Kuleli Askeri İdadisi'ne resim öğretmeni olarak atandı. Askeri okullarda resim öğretmenliği sırasında öğrencileri ile çok iyi ilişkiler kurarak başarılı ressamların yetişmesine neden oldu. O sadece bir ressam değil aynı zamanda Osmanlı Ordusunun bir subayı olmasınedeniyle, Balkan Savaşı'nda Edirne cephesinde görevlendirildi. Bu görevi sırasında İdadi yıllarından arkadaşı Mehmet Ali Laga'da onunla beraberdi.
Edirne'nin düşmesi sonucu sanatçı Bulgarlar'a esir düştü. Sofya'da esaret altında kaldı. Balkan savaşı sırasında Edirne'de yaşayan asker ressam Hasan Rıza ile son gecede birlikte oldu. Bulgarlar tarafından haince öldürülerek şehit edilen Hasan Rıza'nın dağılarak yağlamalanan atölyesine sahip çıktı ve şehit ressama ait resimlerin bir kısmının Viyana müzelerinde yer almasına sebep oldu. Esareti sırasında Bulgar ressamlar ile ilişkiler kurdu. Esaretten kurtulduktan sonra I. Dünya Savaşı yıllarında Boğazlar Müstahkem Mevkiinde görev aldı. Katıldığı bu savaşlar sırasında bir yandan ateş hattında görev alırken, diğer yandan fırsat buldukça resim yapmaya, etüd ve eskiz çizmeye etti. Bu yıllarda meydana getirdiği etüdler, çalışmalarına kaynak teşkil ettiğinden daha sonra yaptığı büyük kompozisyonlarının temelini oluşturdu..
Türk Resim Sanatında 1914 yılından itibaren büyük bir uyanış başladı. Bu sanat hareketinde 1914 kuşağı ya da Çallı Kuşağı olarak Sanat Tarihimize geçen sanatçı grubunun başını kendisi ve Ali Sami Boyar, Hikmet Onat, İİbrahim Çallı, Ali Cemal, Namık İsmail, Nazmi Ziya Güran, Feyhaman Duran Hüseyin Avni Lifij gibi arkadaşları çekti. Şişli'de kurdukları bir atölyede daha çok büyük boy savaş resimleri yaparak Viyana ve Berlin'de Osmanlı Muharebe Resimleri sergisi planlandı. Kısa sürede hazırlanan eserler Viyana'ya götürüldü. 1918 yılında Viyana Üniversitesi salonlarında sergi açıldı. Türk ve yabancı protokolün açılışa katıldığı sergi Türkiye sanat çevrelerinde duyuruldu. Dönemin gazete ve magazin dergilerinde yer aldı.
Sami Yetik askeri konularda olduğu kadar peyzaj, natürmort ve portrelerinde de başarılı oldu. 1933 yılına kadar resim öğretmenliğinin yanı sıra, Türk ordusuna subay olarak hizmet vererek emekli oldu.
Ressamlarımız adlı iki ciltlik kitabı 1940 yılında yayımlandı. 1945 yılında kurulan Asker Ressamla cemiyeti’nin de ilk üyesi olan sanatçı aynı yıl, ardında çok sayıda başyapıt  denebilecek eser bırakarak öldü.


KAYNAK:WİKİPEDİ ÖZGÜR ANSİKLOPEDİ

RESİMLERİ

14 Ocak 2014 Salı

Nubar Terziyan

Nubar Terziyan, (d. 16 Mart 1909, İstanbul - ö. 14 Ocak 1994, İstanbul) Ermeni asıllı Türk vatandaşı sinema oyuncusudur.
Asıl ismi Nubar Alyanak'tır. 1909 yılında İstanbul'da doğdu. Bakırköy Bezezyan Lisesi'ne gitti. 1940 yılında Gençler Temaşa Heyeti'nde sanat hayatına başladı. 1949 yılında Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Efsuncu Baba romanı filme alındığında Nubar Terziyan bu filmde aldığı rolle sinema oyunculuğuna başladı. 400'ün üzerinde filmde rol aldı. (Sarıyer) Büyükdereli olan Nubar Terziyan 14 Ocak 1994tarihinde İstanbul'da gözlerini hayata yumdu.
Nubar Terziyan, daha ziyade iyi aile reisi rolleriyle halkın gönlünde yer etti. Nubar Terziyan'ın cenaze merasimi Kumkapı Patriklik Meryem Ana Ermeni Kilisesi'nde icra olundu ve Terziyan Balıklı Ermeni Mezarlığı'ndaki aile kabrine defnedildi. Ölümünden tam bir yıl önce 14 Ocak 1993'te Nubar Terziyan, Ankara Uluslararası Film Festivali'nde "Emek Ödülü"ne değer bulundu.

Filmografi

  1. Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni (1990) .... Kendisi
  2. Biz Ayrılamayız (1988)
  3. Dökülen Yapraklar (1987)
  4. Keriz (1985)
  5. Birkaç Güzel Gün İçin (1984)
  6. Dağınık Yatak (1984)
  7. Nefret (1984)
  8. Beyaz Ölüm (1983)
  9. Küçük Ağa (1983) TV mini dizisi .... Doktor Minas
  10. Kördüğüm (1982)
  11. Aşkların En Güzeli (1982)
  12. Zübük (1980)
  13. Ne Olacak Şimdi (1979) .... Hakim
  14. Çilekeş (1978)
  15. İyi Aile Çocuğu (1978)
  16. Kara Murat Devler Savaşıyor (1978)
  17. Vahşi Gelin (1978) .... Necmiye'nin babası
  18. Dila Hanım (1977).... Değirmenci Osman Emmi
  19. Bizim Kız (1977)
  20. Ah Bu Gençlik (1976)
  21. Bodrum Hakimi (1976) .... Tevfik Efendi
  22. Sıralardaki Heyecan (1976)
  23. Delisin (1975)
  24. Ah Bu Gençlik (1975) .... Salih Dayı
  25. Nöri Gantar Ailesi (1975)
  26. Arap Abdo (1974)
  27. Ayrı Dünyalar (1974)
  28. Şark Ekspresinde Cinayet (1974)
  29. Kısmet (1974)
  30. Yaz Bekarı (1974)
  31. Aşk Mahkumu (1973)
  32. Bir Demet Menekşe (1973).... Kuyumcu Yakup
  33. Öksüzler (1973).... Sütçü Rasim Dede
  34. Dikiz Aynası (1973)
  35. İkibin Yılın Sevgilisi (1973)
  36. Anneler Günü (1973)
  37. Çaresizler (1973)
  38. Çılgın Kız ve Üç Süper Adam (1973)
  39. Tatlım (1973)
  40. Güllü Geliyor Güllü (1973)
  41. Soyguncular (1973)
  42. Bir Pınar Ki (1972)
  43. Acı Kader (1972)
  44. Afacan Harika Çocuk (1972)
  45. Bir Garip Yolcu (1972) .... Hakim
  46. Çile (1972)
  47. Fatma Bacı (1972)
  48. Kopuk (1972)
  49. Cambazhane Gülü (1971)
  50. Ateş Parçası (1971)
  51. Bebek Gibi Maşallah (1971)
  52. Bin Bir Gece Masallari (1971)
  53. Cilalı İbo Teksas Fatihi (1971)
  54. Fatoş Sokakların Meleği (1971)
  55. Melek mi, Şeytan mı? (1971) .... Abdullah
  56. Ölmeyen Adam (1971)
  57. Oyun Bitti (1971)
  58. Saraylar Meleği (1971)
  59. Satın Alınan Koca (1971)
  60. Sevdiğim Uşak (1971)
  61. Solan Bir Yaprak Gibi (1971)
  62. Unutulan Kadın (1971)
  63. Yumurcağın Tatlı Rüyaları (1971)
  64. Ağlayan Melek (1970)
  65. Ah Müjgan Ah (1970)
  66. Birleşen Yollar (1970)
  67. Bütün Aşklar Tatlı Başlar (1970)
  68. Cilalı İbo Avrupa'da (1970)
  69. Erkeklik Öldü mü Abiler (1970)
  70. İşler Karışık (1970)
  71. Küçük Hanımefendi (1970)
  72. Paralı Askerler (1970)
  73. Seven Ne Yapmaz (1970)
  74. Son Günah (1970) .... Fahri, polis şefi
  75. Son Kızgın Adam (1970)
  76. Tatlı Hayal (1970)
  77. Yılan Kadın (1970)
  78. Zeyno (1970)
  79. Ağlama Değmez Hayat (1969)
  80. Aysel Bataklı Damın Kızı (1969)
  81. Boş Çerçeve (1969) .... Avni
  82. Çingene Aşkı Paprika (1969)
  83. Dağlar Kızı Reyhan (1969)
  84. Galatalı Fatma (1969)
  85. Hayat Kavgası (1969)
  86. İki yetime (1969)
  87. Kapıcının Kızı (1969)
  88. Osmanlı Kartalı (1969) .... İmamoğlu'nun babası
  89. Son Mektup (1969)
  90. Aşka Tövbe (1968)
  91. Ana Hakkı Ödenmez (1968)
  92. Benim de Kalbim Var (1968)
  93. Dertli Pınar (1968)
  94. Funda (1968)
  95. Gül ve Şeker (1968)
  96. İngiliz Kemal'in Oğlu (1968)
  97. Kâtip (1968)
  98. Paydos (1968)
  99. Sabah Yıldızı (1968)
  100. Sevemez Kimse Seni (1968)
  101. Tahran Macerası (1968)
  102. Deli Fişek (1967)
  103. Aşkım Günahımdır (1968)
  104. Ayrılık Saati (1967)
  105. Bekâr Odası (1967)
  106. Cici Gelin (1967)
  107. Çifte Tabancalı Damat (1967)
  108. Hırçın Kadın (1967)
  109. Kara Duvaklı Gelin (1967)
  110. Kardeş Kavgası (1967)
  111. Kelepçeli Melek (1967)
  112. Ölümsüz Kadın (1967)
  113. Sefiller (1967)
  114. Sinekli Bakkal (1967) .... Selim Paşa
  115. Yarın Çok Geç Olacak (1967)
  116. Zehirli Çiçek (1967)
  117. Babam Katil Değildi (1966)
  118. Geceler Yarim Oldu (1966)
  119. Vur Emri (1966) .... Gardiyan
  120. Efkârlıyım Abiler (1966)
  121. Affet Sevgilim (1966)
  122. Akşam Güneşi (1966) .... Halil
  123. Avare Kız (1966)
  124. Ayrılık Şarkısı (1966)
  125. Beyoğlu Esrarı (1966)
  126. Düğün Gecesi (1966)
  127. İdam Mahkumu (1966)
  128. Kara Tren (1966)
  129. Kenarın Dilberi (1966)
  130. Meleklerin İntikamı (1966)
  131. Seher Vakti (1966)
  132. Siyah Gül (1966)
  133. Suçsuz Firari (1966)
  134. Seven Kadın Unutmaz (1965)
  135. Prangalı Şehzade (1965) .... Udî
  136. Ekmekçi Kadın (1965)
  137. Şaka ile Karışık (1965)
  138. Bekri Mustafa (1965)
  139. Elveda Sevgilim (1965)
  140. Fakir Gencin Romanı (1965)
  141. Komşunun Tavuğu (1965)
  142. Sana Layık Değilim (1965)
  143. Satılık Kalp (1965)
  144. Şeker Hafiye (1965)
  145. Sevinç Gözyaşları (1965)
  146. Şeytanın Kurbanları (1965)
  147. Tamirci Parçası (1965)
  148. Tatlı Yumruk (1965)
  149. Uzakta Kal Sevgilim (1965)
  150. Affetmeyen Kadın (1964)
  151. Kral Arkadaşım (1964)
  152. Hızır Dede (1964)
  153. Abidik Gubidik (1964)
  154. Katilin Kızı (1964)
  155. Kimse Fatma Gibi Öpemez (1964)
  156. Koçum Benim (1964)
  157. Macera Kadını (1964)
  158. Tophaneli Osman (1964)
  159. Yılların Ardından (1964)
  160. Adanalı Tayfur (1963)
  161. Arka Sokaklar (1963)
  162. Badem Şekeri (1963)
  163. Barut Fıçısı (1963)
  164. Hop Dedik (1963)
  165. İki Gemi Yanyana (1963)
  166. Kahpe (1963)
  167. Kelepçeli Aşk (1963)
  168. Yaralı Aslan (1963)
  169. Ayşecik Yavru Melek (1962)
  170. Biz de Arkadaş mıyız? (1962)
  171. Cilalı İbo Rüyalar Aleminde (1962)
  172. Ekmek Parası (1962)
  173. Hayat Bazen Tatlıdır (1962)
  174. Kıyma Bana Güzelim (1962)
  175. Küçük Hanım Avrupa'da (1962)
  176. Küçük Hanımın Şoförü (1962)
  177. Külhan Aşkı (1962)
  178. Sokak Kızı (1962)
  179. Ver Elini İstanbul (1962)
  180. Küçük Hanımefendi (1961)
  181. Özleyiş (1961)
  182. Mahalleye Gelen Gelin (1961)
  183. İki Aşk Arasında (1961)
  184. Allah Cezanı Versin Osman Bey (1961)
  185. Dolandırıcılar Şahı (1961)
  186. Rüzgar Zehra (1961)
  187. Şafakta Buluşalım (1961)
  188. Aşktan da Üstün (1960)
  189. Aliii (1960)
  190. Kırık Kalpler (1960)
  191. Satın Alınan Adam (1960)
  192. Talihsiz Yavru (1960)
  193. Yeşil Köşkün Lambası (1960)
  194. Düşman Yolları Kesti (1959)
  195. Gurbet (1959)
  196. Kalpaklılar (1959)
  197. Kırık Plak (1959)
  198. Ömrümün Tek Gecesi (1959)
  199. Beraber Ölelim (1958)
  200. Kumpanya (1958)
  201. Bir Avuç Toprak (1957)
  202. Beş Hasta Var (1956)
  203. İntikam Alevi (1956)
  204. Zeynebin İntikamı (1956)
  205. Artık Çok Geç (1955)
  206. Dağları Bekleyen Kız (1955)
  207. İlk ve Son (1955)
  208. Beyaz Cehennem (1954)... Başkomiser Hamdi
  209. Kaçak (1954)
  210. Salgın (1954)
  211. Son Baskın (1954)
  212. Çalsın Sazlar, Oynasın Kızlar (1953)
  213. Katil (1953) .... Nuri
  214. Öldüren Şehir (1953) .... Osman
  215. Soygun (1953)
  216. Kızıltuğ - Cengiz Han (1952)
  217. Kanun Namına (1952) .... Kamil
  218. İngiliz Kemal Lawrense Karşı (1952) ....Köylü
  219. Ankara Ekspresi (1952)
  220. Edi ile Büdü (1952)
  221. Edi ile Büdü Tiyatrocu (1952)
  222. İstanbul Çiçekleri (1951)
  223. İstanbul'un Fethi (1951)
  224. Efsuncu Baba ....Agop

Mehmet Emin Yurdakul


Mehmet Emin Yurdakul (d. 13 Mayıs 1869, İstanbul - ö. 14 Ocak 1944, İstanbul), Türk şair, milletvekili. “Türk Şairi”, “Milli Şair” diye anılır.
Türk Milli Edebiyat akımının öncü şairleri arasında yer almıştır. Ulusçu, halkçı görüşleri savunan şiirler yazan Yurdakul, Osmanlı Meclis-i Mebusan III. Dönem Musul Mebusluğu ile TBMM II. Dönem Karahisar-ı Şarkı, III. Dönem Şebinkarahisar ve IV. Dönem (Ara Seçim), V., VI. Dönem Urfa ve VII. Dönem İstanbul Milletvekilliği ile II. Dönem İrşad Encümeni Reisliği yapmıştır.

Yaşamı

1869 yılında İstanbul’un, Beşiktaş semtinde doğdu. Babası balıkçılıkla uğraşan Salih Reis, annesi Emine Hatun’dur.
Beşiktaş Askeri Rüştiyesi’nden sonra devam ettiği Mekteb-i Mülkiye nin İdadi bölümünden ayrıldı, devlet memurluğuna başladı. 1899’da kaydolduğu Hukuk Mektebi’ne bir süre devam ettiyse de öğrenimine ABD’de devam etmek için bu okuldan ayrıldı, ancak bu isteğini gerçekleştiremedi ve devlet memurluğuna döndü
Sadrazam Cevdet Paşa’nın tavsiyesiyle Rusumat Evrak Dairesi’nde göreve başlayan Mehmet Emin Bey, 1897-1907 yılları arasında Rüsumat Evrak Müdürlüğü yaptı. İlk şiirini 1897’de Yunan Harbi sırasında Selanik’te Asır Gazetesi’nde yayımladı. “Cenge Giderken” adlı bu şiir ile ünlendi. 1899’da “Türkçe Şiirler” isimli bir şiir dergisi çıkardı. İstanbul’da “Servet-i Fünun”’da, Selanik’te “Çocuk Bahçesi” Dergisi’nde, İzmir’de "Muktebes" adlı dergide şiirlerini yayımlamayı sürdürdü.
İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesiydi. Şiirleri ile hükümeti eleştirince 1907’de İstanbul’dan uzaklaştırılıp Erzurum’da görevlendirildi; II. Meşrutiyet’in ilanının ardından Trabzon’da gönderildi. II. Abdülhamit’in tahttan indirilmesi ile sonuçlanan 31 Mart Olayı’ndan sonra İstanbul’a çağrıldı; Bahriye Nezareti Müsteşarlığı’na atandı ancak bu görevi istemeyince  1909’da Hicaz, 1910’da Sivas valiliği yaptı. Çalışmasının engellendiği gerekçesiyle 1910 yılında istifa ederek İstanbul’a geri döndü.
Ahmet Ağaoğlu  Dr. Fuat Salih, Ahmet Fertit Beylerle birlikte “Türk kültürü, dili ve sanatının geliştirilmesi amacıyla” kurulan Türk Ocağı adlı örgütün kurucuları arasında yer aldı Örgütün ilk genel başkanı oldu, çıkarılan Türk Yurdu Dergisi’nin sorumluluğunu üstlendi. Ancak henüz dergi çıkmadan İttihat ve Terakki Cemiyeti ile anlaşmazlığa düşünce Erzurum’a vali olarak atandı, 1912’de bu görevde iken emekliye ayrılmak zorunda bırakıldı  İstanbul’a dönüp Türkçülük düşüncesini yaymak üzere yayıncılık yapmaya devam etti.
1913’te Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda Musul milletvekili oldu. Türk Ocakları’nın 1918 tarihli kongresinde Hamdullah Suphi ve Ziya Gökalp gibi isimlerle birlikte örgütün “Hars ve İlim Heyeti” üyeliğine seçildi. 1919 seçimlerine katılan Milli Türk Fırkası'nın kurucuları arasında yer aldı.
İstanbul’un işgalinden sonra Mayıs 1919'da Sultanahmet Meydanı'nda düzenlenen mitingde sarfettiği şu sözleri ünlüdür:
"Demir ve ateş; kardeşler ben bunlarla hiçbir vatan ve ırkın öldüğünü işitmedim. Şerefli bir tarih ve medeniyete, sağlam bir fazilet ve ahlâka, zengin bir şiir ve edebiyata, dinî ve millî ananelere, ırkî ve vatanî hatıralara mâlik olan bir milletin mahvolduğunu tarih göstermiyor..."
1921’de Milli Mücadele'ye katılmak için Anadolu’ya geçti. Antalya Adana İzmir yörelerinde dolaşarak halkın ve ordunun manevi gücünü arttırıcı konuşmalar yaptı. TBMM’de önce Şebinkarahisar, sonra da Urfa ve İstanbul milletvekili olarak beş dönem görev yaptı. Milletvekilliğini ölümüne kadar sürdürdü.
Şiir yazmaya Servet-i Fünun Dergisi’nde başlayan Yurdakul bütün şiirlerinde sade bir dil ve hece ölçüsü kullandı; konularını toplum dertlerinden, sosyal-epik hayat sahnelerinden aldı; uyarıcı-öğretici şiirler yazdı. "Türk Şairi", "Milli Şair" diye anılır. 14 Ocak 1944 tarihinde İstanbul’da öldü. Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.

Eserleri

  • Türkçe şiirler, 1899
  • Türk Sazı, 1914
  • Ey Türk Uyan, 1914
  • Tan Sesleri, 1915
  • Zafer Yolunda, 1918
  • Aydın Kızları, 1919
  • Dante'ye, 1920
  • Mustafa Kemal, 1928
  • Ankara, 1939
  • Cenge Giderken 1886
  • Fazilet ve Adalet (1890)
  • Ordunun Destanı (The Legend of the Army, 1915)
  • Dicle Önünde (In Front of Tigris, 1916)
  • İsyan ve Dua (The Uprising and the Prayers, 1918)
  • Turan'a Doğru (Towards Turan, 1918)
  • Türk'ün Hukuku (The Law of Turk, 1919)
  • Kral Corc'a (To King George, 1928)
Kaynak ;wikipedi Özgür Ansiklopedi

9 Ocak 2014 Perşembe

Nurullah Berk

Nurullah Berk (d. 22 Mart 1906 İstanbul -ö. 9 Ocak 1982 İstanbul) Türk ressam. Türkiye’ de geometrik-figüratif yapımcılığın (konstruktivizim) ilk temsilcilerinden biridir. Eserlerinde kübizm etkilenmeleri de mevcuttur.
Türkiye’de geometrik-figüratif yapımcılığın (konstruktivizim) ilk temsilcilerinden biri sayılan ressam ve yazar Nurullah Berk 22 Mart 1906'da İstanbul'da doğudu ve 9 Ocak 1982'de İsatnbulda hayatını kaybetti. Nurullah Berk, Sanayi-i Nefise Mektebi'nde İbrahim Çallı ve Hikmet Onat'ın öğrencisi oldu. 1924'te Fransa'ya gitti ve Paris Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'nda Ernest Laurent'la çalıştı. 1928' de öğrenimini tamamlayarak Türkiye'ye döndü ve bir grup arkadaşıyla “Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği" nin kuruculan arasında yer aldı. Beş yıl sonra yeniden Paris' e giden sanatçı 1933'te Türkiye'ye geri döndü ve aynı yıl Abidin Dino, Elif Naci, Zeki Faik İzer, Cemal Toiu ve Zühtü Mürüdoğlu ile birlikte "Türkiye'ye egemen izlenimci tutuma karşı, biçim olarak Batı’ daki çağdaş akımlara paralel kübist ve yapımcı teknik” şeklinde tarif edilen yeni bir anlayışın öncülüğünü yaptı. Berk’in önerisiyle bu grup “D Grubu” ismini aldı. Yurtiçi ve yurtdışında birçok sergi açan Berk, 1947'de Ahmet Çanaklı Ödülünü, 1966'da 28. Devlet Resim ve Heykel Sergisi birincilik ödülünü ve 1975'te DYO Ödülü Resim Yanşmasını kazandı. Berk'in son 15 yıllk çabası ise "Doğu ile Batı esprilerini kaynaştırmak, geleneksel sanat biçimlerini Batı anlaşıyla bağdaştırmak" biçiminde yorumlandı. 1953'te Suut Kemal Yetkin'le birlikte UNESCO'ya batı Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Birliği'nin Türkiye ulusal komitesini kuran Berk'in sanat tarihi, resim ve heykel sanatı konulu çok sayıda yayınlanmış yapıt vardır.

Eğitimi

Galatasaray Lisesini bitirdikten sonra, Sanayi-i Nefise Mektebi' nde İbrahim Çallı ve Hikmet Onat' ın öğrencisi oldu. 1924' te Fransa'ya gitti ve Paris Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'nda Ernest Laurent' la çalıştı. 1928' de öğrenimini tamamlayarak Türkiye' ye döndü ve bir grup arkadaşıyla “Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birligi" nin kuruculan arasında yer aldı. ve sonra ailesini terk etti.

D Grubu

1933'te Türkiye'ye döndü ve aynı yıl Abidin Dino, Elif Naci, Zeki Faik İzer, Cemal Tollu ve Zühtü Müridoğlu ile birlikte "Türkiye'ye egemen izlenimci tutuma karşı, biçim olarak Batı’ daki çağdaş akımlara paralel kübist ve yapımcı teknik” şeklinde tarif edilen yeni bir anlayışın öncülüğünü yaptı. Berk’in önerisiyle bu grup “D Grubu” ismini aldı.

En tanınmış eserleri

Kazandığı ödüller

Yurtiçi ve yurtdışında birçok sergi açan Berk, 1947'de Ahmet Çanaklı Ödülünü, 1966'da 28. Devlet Resim ve Heykel Sergisi birincilik odülünü ve 1975'te DYO Ödülü Resim Yanşmasını kazandı. Berk'in son 15 yıllık çabası ise "Dogu ile Batı esprilerini kaynaştırmak, geleneksel sanat biçimlerini Bah anlaşıyla bağdaştırmak" biçiminde yorumlandı. 1953'te Suut Kemal Yetkin'le birlikte UNESCO'ya baglı Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Birligi'nin Türkiye ulusal komitesini kuran Berk'in sanat tarihi, resim ve heykel sanatı konulu çok sayıda yayınlanmış yapıtı vardır.

KAYNAK:WİKİPEDİ ÖZGÜR ANSİKLOPEDİ

8 Ocak 2014 Çarşamba

Özdemir Birsel


Özdemir Birsel, (d. 1929, İzmir - ö. 8 Ocak 2006, İstanbul), film yönetmeni, senarist, yapımcı.
1951 yılında kardeşi Nüzhet Birsel ile birlikte "Birsel Film" adlı şireketi kurarak yapımcılıkla sinemaya başlayan Özdemir Birsel, 1968'de kendi adına "Hisar Film" şirketini kurdu. 1955 yılında senaryo yazarlığına başlayıp, 1973'te yönetmenlik yaptı. Sinema oyuncusu Belgin Doruk'la evlenerek, eşiyle "Küçük Hanımefendi" film serisini çevirerek, ticari ve sanatsal başarı kazandı. Salah Birsel 'in yeğeni olan sanatçı, birçok belgesel film çekimi de gerçekleştirdi.

Ödülleri

  • 1986, Kültür Bakanlığı Senaryo Yarışması, 1.lik ödülü.

Filmografisi

Yönetmen

  • Geçmişe Açılan Pencere - 1991
  • Aşkın Gözü Kördür - 1987
  • Gönüller Fatihi Yunus - 1973
  • Yunus Emre - 1973

Senarist

  • Geçmişe Açılan Pencere - 1991
  • Aşkın Gözü Kördür - 1987
  • Atını Seven Kovboy - 1974
  • Yunus Emre - 1973
  • Gönüller Fatihi Yunus - 1973
  • On Küçük Şeytan - 1971
  • Küçük Hanımın Şoförü- 1970
  • Sazlı Damın Kahpesi - 1969
  • Sevgilim Bir Artistti - 1966
  • Akdeniz Şarkısı - 1963
  • Aşk Tomurcukları - 1963
  • Çapraz Delikanlı - 1963
  • Kadınlar Hep Aynıdır - 1963
  • Daima Kalbimdesin - 1962
  • Küçük Hanım Avrupa'da - 1962
  • Hayat Bazen Tatlıdır - 1962
  • Küçük Hanımın Kısmeti - 1962
  • Seni Benden Alamazlar - 1961
  • Aşkın Saati Gelince - 1961
  • Kanundan Kaçılmaz - 1959
  • Kahpe Kurşun - 1957
  • Yaşlı Gözler - 1955

Yapımcı

  • Aşkın Gözü Kördür - 1987
  • Hababam Git Hababam Gel - 1975
  • Vur Davula Tokmağı - 1975
  • Atını Seven Kovboy - 1974
  • Gönüller Fatihi Yunus - 1973
  • Yunus Emre - 1973
  • Cehennemin Beş Delisi - 1972
  • O Ağacın Altında - 1972
  • Yedi Kocalı Hürmüz - 1971
  • Ayşecik ve Sihirli Cüceler Rüyalar Ülkesinde - 1971
  • Korkusuz Kaptan Swing - 1971
  • Çılgın Yenge - 1971
  • On Küçük Şeytan - 1971
  • Pamuk Prenses Ve 7 Cüceler - 1970
  • Zindandan Gelen Mektup - 1970
  • Küçük Hanımın Şoförü - 1970
  • Duyduk Duymadık Demeyin - 1970
  • Gel Desen Gelemem Ki - 1969
  • Kınalı Keklik - 1969
  • Ayşecik Yuvanın Bekçileri - 1969
  • Sazlı Damın Kahpesi - 1969
  • Şahane İntikam - 1969
  • Tel Örgü - 1969
  • İstanbul'da Cümbüş Var - 1968
  • Paydos - 1968
  • Menderes Köprüsü - 1968
  • Atlı Karınca Dönüyor - 1968
  • Katip / Üsküdar'a Giderken - 1968
  • Kanlı Nigar - 1968
  • İncili Çavuş - 1968
  • Demir Yumruklu Üçler - 1967
  • Yıkılan Gurur - 1967
  • Sevgilim Bir Artistti - 1966
  • Zorba - 1966
  • Ben Bir Kanun Kaçağıyım - 1966
  • Boyacı - 1966
  • İzmir'ın Kavakları - 1966
  • Dağda Silah Konuşur - 1966
  • Öfke Dağları Sardı - 1965
  • Sayılı Dakikalar - 1965
  • Şoförün Kızı - 1965
  • Haremde Dört Kadın - 1965
  • Dudaktan Kalbe - 1965
  • Hep O Şarkı - 1965
  • Yasak Cennet - 1965
  • Adım Çıkmış Sarhoşa - 1965
  • Bitirimsin Hanım Abla - 1964
  • Suçlular Aramızda - 1964
  • İstanbul Kaldırımları - 1964
  • Şoförler Kralı - 1964
  • Ve Allah Gençleri Yarattı - 1964
  • Rüzgar Zehra (Sünger Avcıları) - 1963
  • Akdeniz Şarkısı - 1963
  • Acı Aşk - 1963
  • Aşk Tomurcukları - 1963
  • Bahçevan - 1963
  • Sıralardaki Heyecanlar - 1963
  • Çapraz Delikanlı - 1963
  • İlk Göz Ağrısı - 1963
  • Kadınlar Hep Aynıdır - 1963
  • Hayat Bazen Tatlıdır - 1962
  • Küçük Hanım Avrupa'da - 1962
  • Küçük Hanımın Kısmeti - 1962
  • Küçük Hanımın Şoförü - 1962
  • Şeytan Bunun Neresinde - 1962
  • Daima Kalbimdesin - 1962
  • Gönül Avcısı - 1962
  • Küçük Hanımefendi - 1961
  • Seni Benden Alamazlar - 1961
  • Bülbül Yuvası - 1961
  • Aşkın Saati Gelince - 1961
  • Kaderime Ağlarım - 1960
  • Yeşil Köşkün Lambası - 1960
  • Kalpaklılar - 1959
  • Kanundan Kaçılmaz - 1959
  • Dokuz Dağın Efesi - 1958
  • Kahpe Kurşun - 1957
  • Sazlı Damın Kahpesi - 1956
  • Uçan Daireler İstanbul'da - 1955
  • Yaşlı Gözler - 1955
  • Sahildeki Kadın - 1954

Giotto di Bondone

Giotto Di Bondone (Colle di Vespignano, Floransa yakınları - d. 1267, Floransa - ö. 8 Ocak 1337), Rönesans
resminin öncüsüdür

Hayatı ve eserleri

Floransa'da ressam Cimabue'nin yanında çıraklık yapmıştır. Assisi kilisesini Aziz Francis'in yaşamından 28 sahneyle süsleyerek fresk ressamı olarak büyük ün kazanmıştır. Bardi ve Peruzzi banker ailelerine ait kiliselerde çalıştı. 1334 yılında Floransa Katedrali müdürü oldu. Floransalı sanatçı eserlerinde daha çok dinsel konuları işlemiştir. Çok sayıda kilise ve şapelin fresklerini yapmıştır.
Giotto ve çağdaşları, bu dönemde kuralcı ve simgesel resim tekniğini terk ederek nesnelerin doğal halleriyle resmedilmesi anlayışına yönelmişlerdir. Edebiyat ve sanat, 13. yüzyıl'ın dini bakış açısından kurtulmaya başlamış, insan merkezli bakış açısına yönelmiştir. Rönesans başlangıç döneminde resme perspektifi yavaş yavaş geçiren ressamdır. Pastel tonlar ile üçüncü boyutu kullanma amaçlı çalışmalar yapmıştır. En önemli eseri The Wedding At Cana olarak bilinir, bu eser insan yüzlerine ifade verilen ilk resimdir.

Seçilmiş eserleri

Arcangelo Corelli

Arcangelo Corelli (d. 17 Şubat 1653, Fusignano, İtalya-8 Ocak 1713, Roma). İtalyan müzisyen, besteci ve keman virtüözüdür. Besteleri ile Barok müzik stilinin önemli bestecilerinin başında geldiği bildirilir. Modern keman çalma tekniğinin kurucusu olarak daha sonraki kemancılar üzerinde büyük etkisi olmuştur.

Hayatı

Arcangello Correli bir toprak sahibi ailenin beşinci çocuğu olarak zamanında "Ferrara ili"'ne bağlı (günümüzde Ravenna ili'nde) Fusıgnano küçük kentinde 1653'de doğdu. İlk müzik eğitimini yerel müzikcilerden aldığı kabul edilmektedir. Müziğe olan yüksek kaabiliyeti dolayısıyla 1666'da 13 yaşında iken 1666'da Bologna'ya müzik eğitimine gitmiş ve oradaki "Accademia Filarmonica" adlı konservatuvardaki isim yapmış Leonardo Brugnoli ve Giovanni Benvenuti kemancılardan dersler almıştır.
1671'de Roma'ya geçip orada önce "Saint-Louis-Des-Français Kilisesi"'nde ve sonra da "Teatro Çapranıca"'da kemancılık yapmaya başlamıştı. Papa'nın şapelinde şarkıcı olan Matteo Simonelli'den kompozisyon dersler almaktaydı. Corelli 19 yaşında iken 1672'de Paris'de çok başarılı konserler verdi ve bu başarısı ile Avrupa'da isim yaptı. 1681'de Almanya'da Baverya Prensi hizmetinde bulundu. 1680 ile 1685 arasında arkadaşı olan kemancı ve besteci Cristiano Farinelli'nin evinde çok zaman geçirdi.
1685'de Roma'da yerleşti. Roma'da sürgünde olan İsveç'in Katolik Kraliçesi İsveç'li Christina'nın hizmetinde çalışıp onun için sonatlar besteledi ve kraliçenin davetlerinde müzik orkestralarına şeflik yaptı. Kardinal Benedetto Pamphili ve Pietro Ottoboni'den mali destek alıp bu patronların destegi ile Corelli mali sorunlardan ayrı olarak kendini müziğe, kemana ve besteciliğe vermeye imkan buldu. Orkestra şefliğine bir örnek 1687'de İngiltere Elçisi şerefine Akademi'nin verdiği bir büyük konserde Corelli'nin 150 yaylı sazlar çalgısı ve 100 kadar koro şarkıcısından oluşan müzik topluluğuna şeflik yapmasıdır. 1689 ile 1890'da Modena'ya geçip "Modena Dükü"'nden büyük destek gördü.
1708'de kendini şehir hayatından iyice ayırdığı zaman Kardinal Ottoboni'nin sarayında rahat bir hayat süremeye başladı. Resim ustalarından satın aldığı tablolarla çok değerli bir resim koleksiyonu topladı. Yakın akraba ve ailesine mali yardımlarda bulundu. 1708'de Napoli'ye siyaret gittiği zaman "Napoli Kralı" tarfından çok iyi karşılandı. Corelli Roma'nın müzik sosyetesinin başında gelmekteydi ve en yüksek soylu Romalılar tarafında tutulmaktaydı. Kardinal Ottoboni'nin sarayındaki Pazartesi Konserleri bu sosyetenin baş toplanma yeri haline gelmiştir.
Bu arada keman dersleri de vermekteydi. Öğrencileri olan ünlü Francesco Geminiani ve Pietro Locatelli ve diğerleri Albinioni'den öğrendikleri ve onun kendisinin ortaya çıkardığı keman çalma stilini Avrupa'ya yaymaya başladılar.
Corelli Roma'da 1713'de öldü. Mirası 120.000 marklık bir servetti ve resim koleksiyonun değeri ise çok daha yüksekti. Corelli mirasını destekçisi ve arkadaşı olan Kardinal Ottobiani'ye bıraktı ama o da bunu Corelli'nin akrabalarına dağıttı. Corelli en önemli antik Roma eseri olan Pantheon'da mezara verildi

Eserleri

Corelli besteleri 48 trio sonat, 12 keman ve continuo sonat ve 12 koncerti grossi'den olusmaktadir.. Corelli'nin çoğu popüler sonat ve trio sonat serilerinden oluşan çalışmaları altı "opus" numarası altında toplanmıştır:

  1. Op.1: 12 "sonate da chiesa" (2 keman 1 kontinuo icin trio sonat) (Roma 1681)
  2. Op.2: 12 "sonate da camera" (2 keman 1 kontinuo icin trio sonat) (Roma 1685)
  3. Op.3: 12 "sonate da chiesa" (2 keman 1 kontinuo icin trio sonat) (Roma 1689)
  4. Op.4: 12 "sonate da camera" (2 keman 1 kontinuo icin trio sonat) (Roma 1694)
  5. Op.5: 12 Suonati a violino ve klavsen (6 "sonate da chiesa" ve 6 "sonate da camera" keman ve kontinuo icin) (Roma 1700) The last sonata is a set of variations on La Folia.
  6. Op.6: 12 "concerti grossi" (8 "concerti da chiesa" ve 4 "concerti da camera" 2 keman, viyolonsel, telli "ripieno" ve kontinuo icin) (Amsterdam 1714)
Ayrica "opus" numarasi verilmemis ama Corelli'ye ait bir kompozisyon olmasi cok olasi su eserler varsir:

  1. Sinfonia in D minor, WoO 1
  2. Sonata a Quattro, WoO 2 (Rogers, Amsterdam, 1699 )
  3. Sonata a Quattro, WoO 3 (Rogers, Amsterdam, 1699 supheli)
  4. Sonata a Quattro Trumpet, 2 keman icin, WoO 4
  5. 6 Sonate a tre, WoO 5–10 (Amsterdam 1714)
Çağdaşı olan birçok besteci tarafından da kullanılan bir dans ezgisi 'La Follia' üzerinde çeşitlemeleri ve Op.8 numaralı 'Christmas Konçertosu' ünlüdür.

7 Ocak 2014 Salı

Baha Gelenbevi

Baha Gelenbevi (d. 7 Ocak 1907, İstanbul - ö. 7 Ağustos 1984, İstanbul), Türk fotoğraf ve sinema sanatçısı. Türk sinemasının gelişmesine önemli katkılarda bulunmuştur

Yaşamı

Ortaöğrenimini Galatasaray Lisesi'nde ve Fransa'nın Nice kentinde yaptı. 1928'de Paris Valebre Yüksek Tarım Enstitüsü'nü bitirerek tarım mühendisi oldu. Aynı yıl, sinemaya duyduğu ilgi nedeniyle Paris'teki Joinville film stüdyolarının kurgu atölyesine çırak olarak girdi. Fransa'da geçirdiği 11 yıl boyunca aksesuvarcılık, film ve fotoğraf operatörlüğü yaptı. De Cys, André Hugon, Pierre Billon ve Abel Gance gibi yönetmenlerin yanında asistan olarak çalıştı. İkinci Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine 1939'da Türkiye'ye döndü. 1943'te Dertli Pınar adlı filmde fotoğraf operatörü olarak çalıştı. 1944'te ilk filmi olan Deniz Kızı'nı yönetti. Bunu, çoğunun senaryosunu da yazdığı ve aralarında Yanık Kaval (1947), Kanlı Döşek (1949), Barbaros Hayrettin Paşa (1951), Boş Beşik (1952), Kaldırım Çiçeği (1953) gibi filmlerin de yer aldığı dokuz film izledi. Ayrıca 1948'de Suriye'nin Kurtuluşu adlı bir belgesel çekti. Avrupa'da öğrendiği çağdaş film tekniklerini çektiği filmlere uygulayarak Türk sinemacılığına katkıda bulundu.
Gelenbevi 1962'de sinemayı bırakarak tümüyle fotoğraf çalışmalarına yöneldi. İlk fotoğraf sergisini 1939'da Eminönü Halkevi'nde açmıştı. Bu tarihten sonra 13 kişisel sergi daha açtı, birçok karma sergiye katıldı. Bazısı Fransız dergilerinde yayımlanan fotoğraflı röportajlar hazırladı. 1960'ta Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu'nun (FIAP) onur üyeliğine seçildi, 1983'te bu kuruluşun en yüksek derecesi olan Honoraire Excellence sanıyla onurlandırıldı. 1967'de Kanada'da yapılan Dünya diyapozitif yarışmasında altın madalya kazandı. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Fotoğraf Enstitüsü'nden onur plaketi aldı, İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği'nin (İFSAK) onur üyeliğine seçildi. Çeşitli dergilerde sinema sanatı üzerine kuramsal yazılar da yazan Gelenbevi'nin asıl mesleği tarımcılıkla ilgili Kuru Meyveclik (1939) ve sinema ile ilgili Film Reji Asistanı Adayı Kılavuz Kitabı (1983) adlı iki kitabı vardır.
Gelenbevi, Türk sinemasının tiyatrodan bağımsızlaşması için çaba harcayan öncü yönetmenlerden biridir. Filmlerinde özen gösterdiği görüntü titizliğinin temelinde, fotoğraf konusundaki çalışmaları yatar. Yönetmenliğinin yanı sıra sinemanın örgütlenmesi ve kurumlaşması için de çaba harcamış, kurucusu olduğu Türk Sinema Sanatçıları Derneği başkanlığına, 1960'ta Türk Sanatçı Şurası Sinema Alt Komisyonu üyeliğine, 1961'de Turizm Bakanlığı Sinema Danışma Kurulu başkanlığına seçilmiştir. Sinema çalışanlarını bünyesinde toplamayı amaçlayan Sine-İş sendikasının kuruluş çalışmalarına katılmıştır.
Çok yönlü bir sanatçı olan Gelenbevi'nin sinema ve fotoğraf dışında, yağlıboya resim, heykel ve şarkı sözü yazarlığı gibi çalışmaları vardır.

Filmografi

Yönetmen

  • Deniz kızı (1944)
  • Yanık Kaval (1946)
  • Çıldıran Kadın (1947)
  • Kanlı Döşek (1949)
  • Barbaros Hayrettin Paşa (1951)
  • Boş Beşik (1952)
  • Kaldırım Çiçeği (1953)
  • Balıkçı Güzeli/Bin İkinci Gece (1954)
  • Günahkarlar Cenneti (1958)
KAYNAK:WİKİPEDİ ÖZGÜR ANSİKLOPEDİ

5 Ocak 2014 Pazar

Ahmet Adnan Saygun

 



Adnan Saygun, (Ahmed Adnan Saygun) (d. 7 Eylül 1907, İzmir – ö. 6 Ocak 1991, İstanbul). Klasik batı müziğinde yapıtlar vermiş bir Türk bağdarı, müzik eğitimcisi ve budun müzik bilimcisidir (etnomüzikolog). Saygun, T.C. ilk Devlet Sanatçısıdır.
Türk müzik tarihinde Türk Beşleri olarak anılan bestecilerden birisi olan Saygun, ilk Türk operasının bestecisidir ve "Devlet sanatçısı" ünvanını alan ilk sanatçıdır. Cumhuriyet Dönemi Türk müziğinin en çok seslendirilen eserlerinden "Yunus Emre Oratoryosu" en önemli yapıtıdır.

YAŞAMI

Önemli din bilginleri yetiştirmiş İzmirli köklü bir aileden gelen Saygun'un babası sonradan İzmir Milli Kütüphanesi'nin kurucuları arasında yer alacak olan öğretmen Mahmut Celalettin Bey, annesi Konya'nın Doğanbey mahallesinden gelip İzmir'e yerleşmiş bir ailenin kızı olan Zeynep Seniha Hanım'dır. 
İzmir'de "Hadikai Sübyan Mektebi" adlı mahalle mektebinde başladığı ilköğrenimini "İttihat ve Terakki Numune Sultanisi" adlı çağdaş okulda devam etti Sanat eğitimine ağırlık veren bu okulda 13 yaşında iken İsmail Zühtü (nazariyat) Rosati (piyano) ve Tevfik Bey (piyano) yanında müzik çalışmalarına başladı. 1922 yılında Macar Tevfik Bey'in öğrencisi oldu. 1925 yılında Fransız La Grande Encyclopedie'den müzikle ilgili makaleleri çevirerek birkaç ciltlik büyük bir Musiki Lugati meydana getirdi.
Hayatını kazanmak için su şirketi, postane gibi çeşitli yerlerde çalışan, İzmir Beyler Sokak'ta bir kırtasiye dükkanı açıp nota satmayı deneyen Ahmet Adnan Bey, bu denemelerde başarısız oldu ve ilkokullarda müzik öğretmenliğine yöneldi. İlkokullarda öğretmenlik yaptığı dönemde Ziya Gökalp'in, Mehmet Emin'in, Bıçakçızade Hakkı Bey'in şiirleri üzerine okul şarkıları yazdı. 1925 yılında devletin yetenekli gençleri müzik eğitimi için Avrupa'daki önemli konservatuarlara göndermek üzere açtığı sınava girmek isteyen genç müzisyen, annesinin ani ölümü üzerine bu fırsatı kaçırdı. Orta dereceli okullarda müzik öğretmenliği yapmak için açılan sınavı kazanarak 1926 yılından itibaren bir süre İzmir Erkek Lisesi 'nde müzik öğretmenliği yaptı.

Paris'teki öğrencilik yılları

1927-1928 yıllarında "Re Majör Senfoni" yi besteleyen sanatçı; 1928 yılında hükümetin müziğe yetenekli gençler için açtığı sınavı tekrarlaması üzerine bu sefer fırsatı yakaladı ve devlet bursuyla Paris'e gönderildi. Vincent d'Indy (kompozisyon), Eugène Borrel (Füg), Madame Borrel (armoni), Paul le Flem (Kontrpuan), Amédée Gastoué (Gregoryen ezgileri), Edouard Souberbielle (org) ile çalıştı. Paris'teyken Op. (Opus) 1 sıra numaralı Divertissement adlı orkestra eserini yazdı. Saygun’un bu bestesi 1931 yılında jüri başkanının Henri Defossé (Cemal Reşit Rey'in orkestra şefliği hocasıdır) olduğu Paris’teki bir beste yarışmasında ödül kazandı, Gabriel Pierné yönetimindeki Colonne Orkestrası tarafından önce Paris, Varşova daha sonra da Rusya ve Belçika'da seslendirildi. Eser böylece, Cemal Reşit Rey'in Paris'te seslendirilmiş bulunan üç eserinden sonra - Anadolu Türküleri" (1927), "Bebek Efsanesi" (1928) ve "Türk Manzaraları" (1929) - yurtdışında icra edilen dördüncü Türk orkestra eseri olmuştur.

Ankara yılları

Saygun, 1931'de Türkiye'ye dönüp bir süre Musiki Muallim Mektebi'nde müzik öğretmenliğine başladı, müzik imlası ve kontrpuan dersleri verdi. 1932yılında piyanist Mediha (Boler) Hanım ile evlendi; bu evlilik bir süre sonra bozuldu
Ahmet Adnan Bey ve ailesi 1934'te Soyadı Kanunu üzerine matematik öğretmeni babasının isteği ile "Saygın" soyadını aldı; ancak başkası tarafından alındığı gerekçesiyle bir süre sonra soyadları "Saygun" olarak değiştirildi.
Adnan Saygun, 1934 yılında devlet başkanı Atatürk'ün talebiyle, Türkiye'yi ziyaret edecek olan İran Şahı Rıza Pehlevi şerefine ilk Türk operası olan Op. 9 Özsoy Operası nı bir ay gibi çok kısa bir sürede yazdı. Liberettosunu Münir Hayri Egeli'nin yazdığı opera, Türk milletinin doğuşunu, İran ve Türk milletlerinin kökü uzak tarihe dayanan kardeşliğini ifade etmekteydi. Eserin prömiyeri 19 Haziran 1934 gecesi Atatürk ve Rıza Pehlevi huzurunda gerçekleştirildi.
Sanatçı, Özsoy'un sahnelenmesinden sonra Yalova'daki yazlık evindde kendisini kabul eden Atatürk'e Türk musikisi hakkında bir rapor sundu. Güneş-Dil ve Türk Tarihi teorilerinden etkilenerek hazırlanmış bu rapor 1936'da "Türk Musikisinde Pentatonizm" başlığı ile yayımlandı.
Yalova'dan dönüşte vekaleten Riyaset-i Cumhur Orkestrası Şefliğine getirilen sanatçı; bu görevini bozulan sağlığı nedeniyle İstanbul'a gidişi nedeniyle ancak birkaç ay sürdürebildi. Orkestra ile ilk konserini 23 Kasım 1934'te verdi.
1934 yılı Kasım ayı sonunda Saygun'a Atatürk'ten yeni bir opera sipariş geldi. 27 Aralık gecesi temsil edilmek üzere Taşbebek operası nı bestelemeyi başaran sanatçı, bu operada yeni Cumhuriyet insanının doğuşunu anlattı. Eser, 27 Aralık 1934 gecesi Ankara Halkevi'nde sahnelendi; orkestrayı çok hasta olmasına rağmen bizzat Saygun yönetti.
Temsilin ardından İstanbul'a giden ve beş ay ara ile iki kulak ameliyatı geçiren Saygun'un, görevini ihmal ettiği gerekçesiyle Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'ndaki ve ardından Musiki Muallim Mektebi'ndeki işine son verildi; [[Ankara Devlet Konservatuarı'nın kuruluş çalışmalarından da uzaklaştırıldı. Saygun, Devlet konservatuvarlarında etnomüzikoloji bölümleri açılması yönünde çalışmalar yapmış, ancak bunlar Atatürk'ün desteğine rağmen ilgili kurumlarca hayata geçirilememiştir.

İstanbul yılları

Saygun, 1936'da İstanbul Belediye Konservatuarı'nda öğretmenliğe geri döndü, 1939'a kadar bu görevde kaldı. Sanatçı, "Yunus Emre Orotoryosu" adlı ünlü yapıtının seslendirilişine kadar sürecek olan bir gözden düşme dönemine girmişti.
Saygun İstanbul'da iken Ankara'da devam eden yeni bir konservatuar kurma çalışması, Saygun'un savunduğu "kültürel ulusallık" fikrini değil, "evrensel müzik" anlayışını destekleyenler tarafından sürdürüldü. Konservatuar, bu iş için danışman olarak getirilen konservatuar Paul Hindemith'in evrenselci müzik görüşleri doğrultusunda 1936 yılından kuruldu. Adnan Saygun ise 1936 yılında Halkevleri'nin daveti üzerine Türkiye'ye gelen Macar besteci ve etnomüzikolog Bela Bartok'a Anadolu gezisinde eşlik etti. Birlikte özellikle Osmaniye dolaylarından derledikleri türküleri notalaştırdılar. Çalışmaları, "Bela Bartok’un Türkiye’deki Halk Müziği Araştırmaları” başlıklı bir kitap haline getirilerek 1976 yılında Macar ilimler Akademisi tarafından İngilizce bastırılmıştır.
Saygun, 1939 yılında Halkevleri'nin önerdiği müfettişlik görevini kabul etti ve bu vesile ile Türkiye'yi dolaştı. 1940 yılında bir konser için Ankara'ya gelen ancak ülkelerinden Nazi baskısı nedeniyle geri dönmeyen Budapeşte Kadın Orkestrası üyelerinden Macar asıllı Irén Szalai (sonradan Nilüfer adını almıştır) ile 1940 yılında evlendi; çiftin çocuğu olmadı. Halkevleri'ndeki görevinin yanı sıra 1940 yılında "Türk Müzik Birliği" adlı bir koro kuran Saygun, bu koro ile düzenli oda müziği konserleri verdi. "Halkevlerinde Musiki" adlı bir kitap yayınladı. "Op. 19 Eski Üslupta Kantat", "Bir Orman Masalı" adlı bale eseri ve "[[Yunus Emre Orotoryosu}]" gibi eserlerini bu dönemde besteledi. Yunus Emre orotoryosu 1943 yılında CHP'nin açtığı yarışmada birincilik ödülünü Ulvi Cemal Erkin'in piyano konçertosu ve Hasan Ferit Alnar'ın Viyola Konçertosu ile paylaştı.

Yunus Emre Orotoryosu'nun seslendirilişinden sonra

Saygun'un 1942'de tamamladığı Yunus Emre Oratoryosu 25 Mayıs 1946'da Ankara’da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nde seslendirildi ve büyük başarı kazandı. En önemli eseri kabul edilen bu eser, daha sonra Paris'te ve 1958'de Birleşmiş Milletler kuruluş yıldönümü verilesiyle New York 'ta ünlü orkestra şefi Leopold Stokowski yönetiminde seslendirilmiştir. Bu eserle Saygun, çocukluğunda İzmir Kemeraltı Çarşısı 'nın Dervişler Caddesi 'nde (bugün Anafartalar Caddesi) Mevlevi dervişlerden duyduğu ezgileri Avrupa ve Amerika'ya, Birleşmiş Milletler çatısı altına, sonradan eserin çevrileceği 5 ayrı dile taşımış oluyordu. Sanatçı eserin Ankara'daki ilk temsilinden sonra 1946 yılında Halkevleri müşavir ve müfettişliğinin yanı sıra Ankara Devlet Konservatuarı'na kompozisyon öğretmeni olarak atandı. Aldığı davetler üzerine Londra ve Paris'e gitti, halk müziği üzerine çalışmalar yaptı; konferanslar verdi.
Yunus Emre den sonra, Kerem, Köroğlu, Gilgameş başta olmak üzere üç opera, “Atatürk’e ve Anadolu’ya Destan” gibi koral eserler, 5 senfoni, çeşitli konçertolar, orkestra, koro, oda müziği eserleri, vokal ve enstrümantal parçalar, sayısız türkü derlemeleri, kitaplar, araştırmalar, makaleler yazdı. Eserleri New York NBC, Orchestre Colonne, Berlin Senfoni, Bavyera Radyo Senfoni, Viyana Filarmoni, Viyana Radyo Senfoni, Moskova Senfoni, Sovyet Devlet Senfoni, Moskova Radyo Senfoni, Londra Filarmoni, Kraliyet Filarmoni, Northern Sinfonia, Julliard Quartet gibi topluluklar ve Yo-yo Ma gibi virtüözler tarafından seslendirildi. 1971'de yürürlüğe giren Devlet Sanatçılığı Kanunu çerçevesinde ilk Devlet Sanatçısı unvanı Adnan Saygun'a verildi.
Sanatçı, 6 Ocak 1991 tarihinde pankreas kanseri nedeniyle hayatını kaybetti.
Orkestra, oda müziği, opera, bale, piyano üzerine birçok yapıtı olduğu gibi, etnomüzikoloji ile müzik egitimi konularında yayınları vardır. Çalışmaları ve diğer belgeleri Ankara’da Bilkent Üniversitesi bünyesinde kurulan “Ahmet Adnan Saygun Müzik Eğitim ve Araştırma Merkezi”nde bulunmaktadır.
Ahmed Adnan Saygun’un yapıtlarının seslendirme üzerindeki hakları SACEM’e aittir. Yayınlanan bir kısım yapıtlarının telif hakları Southern Music Publishing, New York ve Hamburg’taki Peer Musikverlag’a aittir.
Müzikolog Emre Aracı tarafından kaleme alınan kapsamlı bir biyografisi Adnan Saygun – Doğu Batı Arası Müzik Köprüsü adı altında Yapı Kredi Yayınları tarafından 2001 yılında yayımlanmış; hayat öyküsü ayrıca Mucize Özinal tarafından "Dar Köprünün Dervişi" (2005) adıyla romanlaştırılmıştır.

Eserleri


1Divertimentoorkestra için1930
2Suitpiyano1931
3Ağıtlartenor ve solo erkek korosu1932
4Sezişleriki Klarnet1933
5Manastır Türküsükoro ve orkestra1933
6Kızılırmak Türküsüsoprano ve orkestra1933
7Çoban Armağanıkoro1933
8Klarnet, Saksafon, piyano ve vurma çalgılar için müzik
1933
9Özsoyopera1934
10İnci’nin Kitabıpiyano1934 (Orkestra düzenlemesi 1944)
11Taşbebekopera1934
12Sonatviyolonsel ve piyano,1935
13Sihir Raksıorkestra1934
14Suitorkestra1936
14Suitorkestra1936
15Sonatinapiyano1938
16Masalses ve müzik1940
17Bir Orman Masalıorkestra için bale müziği1943
18Dağlardan Ovalardankoro1939
19Eski Üslupta Kantat
1941
20Sonatinapiyano1938
21Geçen Dakikalarımses ve orkestra1941
22Bir tutam keklikkoro1943
23Üç türkübas ve piyano1945
24Halayorkestra1943
25Anadolu’danpiyano1945
26Yunus Emreoratoryo,1942
271. kuartet
1942
28Keremopera1952
291. Senfoni
1953
302. Senfoni
1958
31Partitaviyolonsel1954
32Üç balladses ve piyano1955
33Demetkeman ve piyano1955
341. Piyano Konçertosu
1958
352. Kuartet
1957
36Partitakeman1961
37Trioobua, klarinet, arp1966
38Aksas Tartılar Üzerine 10 Etütpiyano1964
393. Senfoni
1960
40Töresel Musiki
1967
4110 halk türküsübas ve orkestra1968
42Duyuşlarüç kadın sesi korosu1935
433. Kuartet
1966
44Keman Konçertosu
1967
45Aksak Tartılar Üzerine 12 Prelüdpiyano1967
46Nefesli Çalgılar Beşlisi
1968
47Aksak Tartılar Üzerine 15 Parçapiyano1967
48Dört Liedses ve piyano (orkestra içinde düzenlenmiş)1977
49Dictumyaylı sazlar orkestrası1970
50Üç Prelüdiki arp1971
51Küçük Şeylerpiyano1956
52Köroğluopera1973
534. Senfoni
1974
54Ağıtlar IItenor, koro, orkestra1975
55Trioklarinet, obua ve piyano1975
56Balladiki piyano1975
57Ayin Raksıorkestra1975
58Aksak Tartılar Üzerine 10 Taslakpiyano1976
59Viyola Konçertosu
1977
60İnsan Üzerine Deyişler Ises ve piyano1977
61İnsan Üzerine Deyişler IIses ve piyano1977
62Oda Konçertosuyaylı çalgılar1978
63İnsan Üzerine Deyişler IIIses ve piyano1983
64İnsan Üzerine Deyişler 4ses ve piyano1978
65Gılgameşopera1970
66İnsan Üzerine Deyişler 5ses ve piyano1979
67Atatürk’e ve Anadolu’ya Destansolistler, koro ve ork1981
68Dört Arp İçin Üç Türkü
1983
69İnsan Üzerine Deyişler 6ses ve piyano1984
705.Senfoni
1985
712. piyano Konçertosu
1985
72Orkestra için Çeşitlemeler
1985
73Poemüç piyano için1986
74Viyolonsel Konçertosu
1987
75Kumru Efsanesibale müziği1989

Kitapları

  1. Türk Halk Musıkisinde Pentatonizm, 1936.
  2. Gençliğe Şarkılar: Halkevi ve Mektepler için, 1937.
  3. Rize, Artvin, Kars Havalisi Türkü, Saz ve Oyunlar Hakkında Bazı Malumat, 1937.
  4. Halk Türküleri: Yedi Karadeniz Türküsü ve bir Horon, 1938.
  5. Halkevlerinde Musıki, 1940.
  6. Yalan (Sanat Konuşmaları), 1945.
  7. Lise Müzik Kitabı I-II-III (Halil Badi Yönetken ile birlikte), 1955.
  8. Karacaoğlan(Yeni Bilgiler-Bir Rivayet-Melodiler), Ankara, Ses ve Tel Birliği, 1952.
  9. Musıki Temel Bilgisi I – 1958,.II – 1962,.III –1964,.IV – 1966.
  10. Mod öncesi Ezgilerin Sınıflandırılması, 1960.
  11. Toplu Solfej,I – 1967, II – 1968.
  12. Töresel Musıki, 1967.
  13. Bela Bartok’s Folk Music Research in Turkey, Budapeşte, Akádemiai Kiadó, 1976.
  14. Atatürk ve Musıki: O’nunla Birlikte, O’ndan Sonra..., Ankara, Sevda-Cenap And Müzik Vakfı, 1982.

Çevirileri

Atatürk ve Musıki: O’nunla Birlikte, O’ndan Sonra..., Ankara, Sevda-Cenap And Müzik Vakfı, 1982

Kaynak :wikipedi özgür Ansiklopedi