29 Kasım 2013 Cuma

Cary Grant

Cary Grant, (d. 18 Ocak 1904-ö. 29 Kasım 1986), İngiltere doğumlu ABD'li sinema oyuncusu. Asıl adı Archibald Alexander Leach'tir. Sinema tarihinin önemli oyuncularındandır.

Yaşamı

18 Ocak 1904'te İngiltere Bristol'de yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Grant, 14 yaşında okulu bırakarak bir tiyatro topluluğuna (komedi) katıldı. Bu dönemde öğrendiği pandomim sayesinde vücudunu, jest ve mimiklerini kullanma sanatını geliştirdi. Tiyatro topluluğunda öğrendikleri arasında dans, ip üzerinde yürüme ve akrobasi de bulunuyordu.
1931'de ilk kez bir filmde rol aldı. Singapore Sue adlı bu on dakikalık kısa filmin ardından sinema için uygun vaktin geldiğine inandı ve Los Angeles'a gitti. Los Angeles'ta Paramount'un seçmelerine katıldı. Bu seçmelerde başarılı bulunmasının ardından sinema endüstrisi için hayli uzun olan ismine (Archibald Alexander Leach) veda ederek, yeni adını aldı: Cary Grant.
Çıkışını This is The Night (1932) adlı film ile yapan Grant, kısa bir süre sonra Nancy Carroll, Sylvia Sidney, Marlene Dietrich ve Mae West gibi aktristlerle aynı filmlerde rol almaya başladı. Özellikle Mae West, Grant için bir dönüm noktası oldu.
1937 yılında Paramount ile sözleşmesi bittiğinde başka bir stüdyoyla anlaşma imzalamadı ve kendi istediği filmler, senaryolar ve yönetmenlerle çalışmaya başladı. Topper, The Awful Truth gibi filmler onu zirveye taşıdı. Sonraki üç yıl boyunca 'Bringing up Baby', Holiday, (1938), Gunga Din, Only Angels Have Wings (1939), His Girl Friday, My Favorite Wife ve The Philadephia Story (1940) gibi filmlerde rol aldı. Peşpeşe gelen bu başarıların ardından düşüş devresi başladı. Once Upon a Honeymoon (1942) ve The Bishop's Wife (1947) Grant'in kariyerinde düşüşü simgeledi. Grant'in kariyerindeki en iyi filmleri ise Alfred Hitchcock ile çevirdiği Suspicion (1941), Notorious (1946), To Catch a Thief (1955) ve North by Northwest (1959) oldu.
62 yaşındayken film çekmeyi bırakan Grant, onu bekleyen ve bir nevi yeni kariyeri olan babalığa odaklandı. Beş kez evlenen Grant'in dördüncü karısı olan aktris Dyan Cannon'dan Jennifer adlı bir kızı oldu. Cary Grant çapkınlıklarıyla da tanınır. Döneminin güzel kadınlarının hemen hepsine aşık olan Grant, 'fırsat buldukça' evlendi.
'Penny Serenade' ve 'None But the Lonely Heart' filmlerindeki performansıyla iki kez 'En İyi Erkek Oyuncu' dalında Oscar'a aday gösterilen Grant, ikisinde de ödüle ulaşamadı; ancak 1970 yılında Akademi'nin Onur Ödülü'ne layık görüldü ve Oscar heykelciğini kucakladı. 1980'lerde Grant, ABD'yi 'one-man show' olarak nitelenen Cary Grant ile Bir Akşam ile turladı.
Ünlü oyuncu, 29 Kasım 1986'da felç geçirdi ve Davenport Iowa'da hayata veda etti.

Filmleri

  • This is the Night (1932)
  • Sinners in the Sun (1932)
  • Merrily We Go to Hell (1932)
  • Devil and the Deep (1932)
  • Blonde Venus (1932)
  • Hot Saturday (1932)
  • Madame Butterfly (1932)
  • She Done Him Wrong (1933)
  • The Woman Accused (1933)
  • The Eagle and the Hawk (1933)
  • Gambling Ship (1933)
  • I'm No Angel (1933)
  • Alice in Wonderland (1933)
  • Thirty-Day Princess (1934)
  • Born to be Bad (1934)
  • Kiss and Make Up (1934)
  • Ladies Should Listen (1934)
  • Enter Madame! (1935)
  • Wings in the Dark (1935)
  • The Last Outpost (1935)
  • Sylvia Scarlett (1936)
  • Big Brown Eyes (1936)
  • Suzy (1936)
  • Wedding Present (1936)
  • When You're in Love (1937)
  • Riches and Romance aka Amazing Adventure (1937)
  • Topper (1937)
  • Toast of New York (1937)
  • The Awful Truth (1937)
  • Bringing Up Baby (1938)
  • Holiday (1938)
  • Gunga Din (1939)
  • Only Angels Have Wings (1939)
  • In Name Only (1939)
  • His Girl Friday (1940)
  • My Favorite Wife (1940)
  • The Howards of Virginia (1940)
  • The Philadelphia Story (1941)
  • Penny Serenade (1941)
  • Suspicion (1941)
  • The Talk of the Town
  • (1942
  • KAYBAK:WİKIPEDİ ÖZGÜR ANSİKLOPEDİ
  • Once Upon a Honeymoon (1942)
  • Mr. Lucky (1943)
  • Destination Tokyo (1944)
  • Once Upon a Time (1944)
  • None But the Lonely Heart (1944)
  • Arsenic and Old Lace (1944)
  • Night and Day (1946)
  • Notorious (1946)
  • The Bachelor & the Bobby-Soxer (1947)
  • The Bishop's Wife (1947)
  • Mr. Blandings Builds His Dream House (1948)
  • Every Girl Should Be Married (1948)
  • I Was a Male Warbride (1949)
  • Crisis (1950)
  • People Will Talk (1951)
  • Room For One More (1952)
  • Monkey Business (1952)
  • Dream Wife (1953)
  • To Catch a Thief (1955)
  • An Affair to Remember (1957)
  • The Pride and the Passion (1957)
  • Kiss Them For Me (1957)
  • Indiscreet (1958)
  • Houseboat (1958)
  • North by Northwest (1959)
  • Operation Petticoat (1959)
  • The Grass is Greener (1961)
  • That Touch of Mink (1962)
  • Charade (1963)
  • Father Goose (1964)
  • Walk, Don't Run (1966

Natalie Wood

Natalie Wood, (Natalia Nikolaevna Zakharenko), 20 Temmuz 1938 - 29 Kasım 1981 tarihleri arasında yaşayan ve üç Akademi ödülü adaylığı bulunan ABDli sinema oyuncusu.


Yaşamı

Rus göçmeni bir ailenin üç kızından ortancası olan Natalie Wood, alkol bağımlısı bir babaya ve kendisini "aristokrat" hisseden bir anneye sahipti. Geleceğinde yaşamına yön veren oyunculuk kariyerinin çizilmesinde annesinin büyük rolü olmuştur. Henüz dört yaşındayken kamera karşısına geçerek bir filmde rol almakla annesinin zoruyla sanat hayatına adım atan Natalie, altı yaşındayken bilinen sahne adını aldı. Hollywood'da sekizinci filmini çevirdiği yıl (1953), kendisinden 23 yaş büyük olan Frank Sinatra ile ilişkisi gündemdeydi. Daha sonra kimliği bilinmeyen bir oyuncunun tecavüzüne uğrayan Wood'un, bir yıl sonra yönetmen Nicholas Ray ile adı duyuldu. Kendisine büyük ün getiren Asi Gençlik filmi aktörlerinden Raymond Burr ile de bir ilişki yaşadığı bilinmektedir.
Natalie Wood, John Ford'un yönetmenliğindeki western türü filmlerden, Batı Yakasının Hikayesi gibi dünya klasikleri arasına giren filmlere geçiş yaptı. Uzun süre annesinin yönlendirme ve etkilerinden kurtulamayan Wood'un, 1947'de çevirdiği Driftwood filminin çekimlerindeki bir kazada kırılan sol el bileğindeki sakatlık, hayatı boyunca iyileşmedi.
Giderek Hollywood içinde sivrilen sanatçı, Oscar adayı olduysa da kazanamadı. Birçok filmde, değişik rollerde yer aldı; seçkin ve önemli oyuncularla çalıştı. Asi Gençlik filminde başrolü paylaştığı James Dean'le yaşadığı aşk, onu derinden etkiledi. Annesi Maria Gurdin'in, kızını şöhrete ulalştırmak için evlenmesine engel olması, yaşadığı gönül maceralarının içinde en önemlilerinden biriydi. Warren Beatty, Denis Hopper ve Steve McQueen genç yıldızın yaşamında yer eden aşklardandı. Son olarak, boşandığı eski eşi Robert Wagner’e gerçekten aşık olduğunu anlayınca, onunla ikinci kez evlenendi; fakat onunla evliliği sırasında genç denebilecek bir yaşta ölümle karşılaştı.
Robert Wagner'la evliyken, eşinin yatından denize düşerek boğulan Natalie Wood'un sır dolu ölümü aydınlatılamamış, şüpheli olan kocası ve Christopher Walken, delil yetersizliğinden serbest bırakılmışlardır. Yaşamı boyunca karanlık sulardan ve boğulmaktan korkan sanatçının sonu korktuğu şekilde olmuştu.
Natalie Wood'un kızkardeşi Lana Wood ve Richard Gregson ile ilişkisinden olan ve sonradan nüfusuna aldığı kızı Natasha Gregson Wagner da kendisi gibi oyunculuk mesleğini seçmişlerdir.

Ödülleri ve Filmografisi

YılFilmRolüNotlar
1943Happy LandBit Part
1946The Bride Wore BootsCarol Warren
Tomorrow Is ForeverMargaret Ludwig
1947DriftwoodJenny Hollingsworth
The Ghost and Mrs. MuirAnna Muir as a childblack & white
34. Caddenin MucizesiSusan Walkerblack & white
1948Scudda Hoo! Scudda Hay!Bean McGill
1949Father Was a FullbackEllen Cooper
The Green PromiseSusan Anastasia Matthews
Chicken Every SundayRuth Hefferan
1950Never a Dull MomentNancy 'Nan' Howard
The JackpotPhyllis Lawrence
Our Very OwnPenny Macaulay
No Sad Songs for MePolly Scott
1951The Blue VeilStephanie Rawlins
Dear BratPauline
1952YıldızGretchen
Just for YouBarbara Blake
The Rose Bowl StorySally Burke
1954The Silver ChaliceHelena as a child
1955Asi GençlikJudyNominated - Academy Award for Best Supporting Actress
One DesireSeely Dowder
1956The Girl He Left BehindSusan Daniels
The Burning HillsMaria Christina Colton
A Cry in the NightLiz Taggert
The Searchers (Çöl Aslanı)Debbie Edwards (older)
1957Bombers B-52Lois Brennan
1958Kings Go ForthMonique Blair
Marjorie MorningstarMarjorie Morgenstern
1960All the Fine Young CannibalsSarah 'Salome' Davis
Cash McCallLory Austen
1961Batı Yakasının HikayesiMaria
Splendor in the GrassWilma Dean LoomisNominated - Academy Award for Best Actress
Nominated - Golden Globe Award for Best Actress - Motion Picture Drama
Nominated - BAFTA Award Best Foreign Actress
1962GypsyGypsy Rose LeeNominated - Golden Globe Award for Best Actress - Motion Picture Musical or Comedy
1963Love with the Proper StrangerAngie RossiniNominated - Academy Award for Best Actress
Nominated - Golden Globe Award for Best Actress - Motion Picture Drama
1964Sex and the Single GirlHelen Gurley Brown
1965Inside Daisy CloverDaisy CloverNominated - Golden Globe Award for Best Actress - Motion Picture Musical or Comedy
The Great RaceMaggie DuBois
1966PenelopePenelope Elcott
Lanetli KasabaAlva StarrNominated - Golden Globe Award for Best Actress - Motion Picture Drama
1969Bob & Carol & Ted & AliceCarol Sanders
1972The CandidateHerself
1973The AffairCourtney Patterson
1975PeeperEllen Prendergast
1976Cat on a Hot Tin RoofMaggie
1979MeteorTatiana Nikolaevna Donskaya
The Cracker FactoryCassie Barrett
1980The Memory of Eva RykerEva/Claire Ryker
The Last Married Couple in AmericaMari Thompson
1983BrainstormKaren Brace

KAYNAK;WIKIPEDİ ÖZGÜR ANSİKLOPEDİ

26 Kasım 2013 Salı

Neşet Günal,







Neşet Günal, (d. 1923 Nevşehir ö. 2002 ) Türk ressam ve öğretim üyesi
İlk öğrenimini Şereflikoçhisar’da, orta öğrenimini ise Nevşehir’de tamamladı. Nevşehir Belediyesi’nin bursu ile 1939 yılında, sınavlarını kazanarak girdiği ; şimdiki adı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden Leopold Levy’nin öğrencisi olarak 1946’da birincilikle mezun oldu.
Akademiden mezun olduktan sonra, iki yıl Ankara Devlet Tiyatroları’nda Dekoratör olarak çalıştı.
1946 yılında UNESCO’nun Paris’te düzenlediği Modern Sanat konulu sergide, katılan Türk sanatçılar arasında yer aldı. 1948’de devlet bursu ile Paris’te “Ecole Nationale Supérieur des Beaux Arts”da Fresk uzmanlık öğrenimi gördü. Resim Çalışmalarını Fernand Léger Atölyesi’nde sürdürürken; Fransa, İtalya, ve İspanya’da inceleme gezileri yaptı. Rahatsızlığı nedeniyle üç yıl değişik hastahanelerde tedavi gören sanatçı 1954 yılında yurda döndü. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde asistan oldu.
Ankara Hacettepe Hastahanesi’ne 30 m2 İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’ne ise 20 m2 Fresk yaptı.
1963 yılında Fransız Hükümeti’nin sanat bursuyla ikinci kez Paris’e gitti. Vitray ve Gobelin resimsel halı tekniklerinde çalışmalar yaptı. Döndüğünde İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne öğretim görevlisi olarak atandı. Aynı yıl Doçent, 1970 yılında ise Profesör oldu. 1975 yılından itibaren beş yıl “Bölüm Başkanlığı” ardından da iki yıl dekan olarak görev yaptığı İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nden 1983’te kendi isteğiyle emekli oldu.
Daha önce kalp Krizi geçiren sanatçı 79 yaşında ardında yüzlerce figüratif eser bırakarak yaşamını yitirdi.

<<==Online Sergileri==>

  • 2008 Pınar Art
  • 2007 Evin Sanat Galerisi
  • 2007 Rezan Has Müzesi
  • 2005 Artı Mezat
  • 2004 Ada Antik
  • 2003 Artı Mezat
  • 2003 AKM Sanat Galerisi
  • 2002 dem-art Sanat Galerisi
  • 2001 Milli Reasürans Sanat Galerisi
  • 2001 dem-art Sanat Galerisi
  • 2001 Evin Sanat Galerisi


Başlıca Eserleri

Çocuklar (1996), Korkuluk (1989), Duvar Dibi (1981), Toprak Adamı(1974) ve Başakçılar (1984)

Ödülleri


  • 1969 30. Devlet Resim Heykel Sergisi’nde “Kör Hasan’ın Oğlu” adlı resmi ile Birincilik Ödülü
  • 1989 Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar Ödülü
+ Neşet Günal'a Onur Ödülü verildİ

                       RESİMLERİ


 KAYNAK WIKIPEDİ ÖZGÜR ANSİKLOPEDİ

Melek Kobra,

Melek Kobra,   (d. 1915, İstanbul - ö. 26 Kasım 1939, İstanbul),   tiyatro, sinema ve opera oyuncusu.
Tanınmış operet bestecisi ve emprezaryosu Muhlis Sabahattin Ezgi’nin kızı olan Melek Kobra, 15 yaşındayken Cumhuriyet gazetesinin açtığı bir güzellik yarışmasına girerek hayata atıldı ancak bu yarışmada dereceye giremedi.Kendisi Türkiye'nin ilk dünya güzeli olan Keriman Halis'in de kuzenidir. İlk olarak 1931 yılında babasının oluşturduğu Muhlis Sabahattin'in Çocukları" adlı toplulukta operetlerde sahneye çıktı. Daha sonra Darülbedayi'ye giren sanatçı, Toto Karaca, İsmail Dümbüllü, Şevkiye May gibi isimlerle çalıştı, ünlü Ayşe Opereti'nde Ayşe rolünü oynadı. Bu süreçte, seslendirme sanatçısı Ferdi Tayfur ile evlendi.
1932 yılından sonra, babasının, Muhsin Ertuğrul'un filmlerine müzik yapmaya başlamasıyla, kamera karşısına da geçerek sinemada oyunculuk yaptı. Söz Bir Allah Bir (1933),Milyon Avcıları (1934) rol aldığı filmlerdendir.Milyon Avcıları filmi çekimlerinde Adalet Cimcoz'un erkek kardeşi Ferdi Tayfur ile tanıştı ve evlendi.
Eşi Ferdi Tayfur'un uyuşturucu bağımlılığından da etkilenerek uyuşturucu kullanan Kobra, yaşamında "Ezgi", "Tayfur" ve en son kendi seçimi olan "Kobra" soyadlarını kullandı. Ferdi Tayfur ile boşanmalarının ardından Muhsin Ertuğrul'un Kral Lear rolünü oynadığı aynı isimli oyunda ağzından kan gelmesi üzerine tüberküloz olduğu belirlenmesiyle, sahneden uzaklaştı. Cerrahpaşa hastanesi ve Yakacık Sanatoryumu'nda gördüğü tedavilerin ardından yaşamını yitirdi. Ölümünden 69 yıl sonra, anı defterleri, Gökhan Akçura tarafından "Hatıratım" adıyla kitaplaştırıldı.
Melek Kobra'nın hayatı 2013 yılında Rüstem Ertuğ Altınay tarafından oyunlaştırılmış ve Tiyatro Boyalı Kuş tarafından sahnelenmektedir. Melek Kobra'yı Yeşim Koçak canlandırmaktadır.

Rol aldığı bazı oyunlar

  • Kısır Paşa
  • Asaletmeap
  • Dudakların
  • Bir Kadının Hayatı
  • Leyla Ve Mecnun
  • Maskara
  • Aşk Mektebi
  • Kral Lear
  • Ayşe Opereti

Filmografisi

  • Milyon Avcıları - 1934
  • Leblebici Horhor Ağa - 1933
  • Söz Bir Allah Bir - 1933
KAYNAK:WIKIPEDİ ÖZGÜR ANSİKLOPEDİ

23 Kasım 2013 Cumartesi

Vasfi Rıza Zobu

Vasfi Rıza Zobu, (d. 5 Aralık 1902, İstanbul – ö. 23 Kasım 1992, İstanbul). Türk tiyatro ve sinema sanatçısı.
Beyazıt Rüştiyesi`nin ardından Kuleli Askerî Lisesi'ni yarıda bırakarak Alman Ticaret Mektebi'ne girdi ve bitirdi. Daha sonra, iki yıl Güzel Sanatlar Akademisi'ne devam etti.
1917 yılında Darülbedayi Tiyatro Okulu'na, 1923'te ise sahneye çıkmaya başladı. Şehir Tiyatroları'nda oyuncu, yönetmen ve yönetici olarak uzun yıllar görev yaptı. 1948 yılında, İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda, senaryosunu Cevat Fehmi Başkut'un yazdığı "Paydos"adlı dramatik eserin başrolünde oynayarak ününü arttırdı. Şehir Tiyatroları genel sanat yönetmenliğinde bulundu. 1984'de genel sanat yönetmenliğinden ve Şehir Tiyatroları`ndan ayrıldı.
Birçok çeviri ve uyarlama oyuna imza atan Vasfi Rıza Zobu, özellikle güldürü ve vodvillerdeki rolleri ile beğeni kazandı. 1921'de kısa dizi filmlerle sinema oyunculuğuna da başladı ve Muhsin Ertuğrul'un yönettiği filmlerde oynadı.
1923'den sonra gazete ve dergilerde tiyatro ile ilgili yazılar yazdı. 1987 yılında Devlet Sanatçısı ödülü aldı. 23 Kasım 1992 günü İstanbul'da vefat etti.
Vasfi Rıza Zobu, kendisi gibi tiyatrocu olan Bilge Zobu'nun amcasıdır.


Oynadığı filmler

  • Bican Bey Vekilharç (1917)
  • Boğaziçi Esrarı (Nur Baba) (1922)
  • İstanbul`da Bir Facia-i Aşk (1922)
  • Leblebici Horhor (1923)
  • Ateşten Gömlek (1923)
  • Bir Sigara Yüzünden (1928)
  • Ankara Postası (1928)
  • Kaçakçılar (1929)
  • Söz Bir Allah Bir (1933)
  • Karım Beni Aldatırsa (1933)
  • Milyon Avcıları (1934)
  • Leblebici Horhor Ağa (1934)
  • Aynaroz Kadısı (1938)
  • Allahın Cenneti (1939)
  • Bir Kavuk Devrildi (1939)
  • Tosun Paşa (1939)
  • Akasya Palas (1940)
  • Yayla Kartalı (1945)
  • Kızılırmak - Karakoyun (1946)
  • Harman Sonu (Köy Güzeli) (1946)
  • Edi ile Büdü Tiyatrocu (1952)
  • Edi ile Büdü (1952)

Şükran Ay

Şükran Ay (d. 25 Şubat 1931 - ö. 23 Kasım 2011), Türk sanat müziği sanatçısı.

Yaşamı

Şükran Ay; Üsküdar Taşmektep'te okudu, sesi de bu yıllarda keşfedildi. İlk müzik derslerini Necati Başara'dan alan Şükran Ay, Eminönü Halkevi'nde Sadi Yeter Ataman'ın kurduğu kadroya katılıp radyo sınavlarına girdi ve kazandı.Bu arada Üsküdar Mûsikî Cemiyeti'ne devam etti. Sanat hayatına Kazablanka, Maksim, Çakıl gibi büyük gazinolarda; Zeki Müren, Müzeyyen Senar gibi sanatçılarla birlikte sahne alarak başladı. Türk sanat müziğinde klasik olmuş İntizar, Sevemedim Karagözlüm adlı eserlere kattığı farklı yorumla beğeni kazandı. Ay, yakalandığı pankreas kanseri nedeniyle 23 Kasım 2011 tarihinde yaşamını yitirdi ve cenazesi ertesi gün Fatih Camîi'nde kılınan cenaze namazının ardından Topkapı Çamlık Mezarlığı'na defnedildi. Türk sanat müziğinin 1970'li yıllardaki divalarından olan Şükran Ay, aynı zamanda gazeteci Savaş Ay'ın annesidir.

14 Kasım 2013 Perşembe

Anlatamıyorum (Orhan Veli Kanık)





Anlatamıyorum (Moro Romantico)Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.

Celal Esat Arseven

Profesör, yazar, sanat tarihçisi, ressam, milletvekili ve kıdemli yüzbaşıdır.1875 yılında İstanbul Beşiktaş'ta doğdu.Sadrazam Ahmed Esad Paşa'nın oğludur.40 günlük iken babası ölmüştü. 1888 yılında Galatasaray Lisesine girdi.Lisede okurken 1889 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne girdi ve mezun oldu.Güzel Sanatlar Akademisinde de okurken II. Abdülhamid'in özel emri ile Harp Okulunun asiller sınıfına girdi.1894 yılında piyade subayı olarak mezun oldu. 1908 yılında kıdemli yüzbaşı (Kolağası) iken askerlik hayatından istifa ederek ayrıldı.1908 yılında arkadaşı Salah Cimcoz ile "Kalem" adlı mizah dergisini çıkardı. I. Dünya Savaşı sırasında Kadıköy Belediye Şube Müdürlüğü, sonra ressamlarımıza Avrupa'da sergi açmalarını tertipleme görevi yaptı.1921-1941 yılları arasında Güzel Sanatlar Akademisi Mimari Tarihi ve Şehircilik profesörlüğünde bulundu. 1923 yılından sonra Darülbedayi Müdürlüğü, 1924-1941 yılları arasında Ankara şehri imar müşavirliği, 1933-1937 yılları arasında Kadıköy Halkevi Başkanlığı, Türk Sanatı Tarihi Enstitüsü üyeliği, 1942-1950 yılları arasında İstanbul ve Giresun milletvekilliği yaptı.Üç kez evlendi. 1932 yılında I. Tarih Kongresine katıldı.Ankara, İstanbul ve Roma'da resim sergileri açtı.Pul, tiyatro, müzik ve gezi meraklısı idi. 13 Kasım 1971 tarihinde 96 yaşında iken İstanbul'da vefat etti. Mezarı Erenköy'de Sahrayı Cedid mezarlığındadır.

Eserlerinden bazıları:Türk Sanatı Tarihi 4 cilt, Sanat Ansiklopedisi 5 cilt, Mimari Tarihi, Kamusu Sanat, Türk Sanatı, Şehircilik, Eski İstanbul Abidat ve Mebanisi, Selimi Salis (Salah Cimcoz ile yazdı-tiyatro), Saatçı (operet), Şaban (Viyana’da temsil edilin ilk Türk operası)

Kaynak:Osmanlı Tarihi Yazarları M.Orhan Bayrak istanbul 1982 sf.50-52

Sanat ve Siyaset Hatıralarım
Celal Esad Arseven
Ekrem Işın
İletişim Yayınevi / Anı Dizisi

Celal Esad Arseven (1875-1971) resimden edebiyata, tiyatrodan sinemaya, mimari ve şehircilikten sanat tarihçiliğine geniş bir alanda ürünler vermiştir. Tanzimat döneminin devlet ricalinden, valilik ve sadrazamlık yapmış Ahmet Esad Paşa'nın oğlu Celal Esad, küçük yaştan itibaren tanık olduğu toplumsal hayatın hızlı değişimlerini, Batılılaşma çabalarını, imparatorluğun çöküş sürecini farklı ürünlerle değerlendirebilmiş ve çalışmalarını sistemleştirebilmiş ender aydınlarımızdandır. Osmanlı modernleşmesinin kültürel dayanaklarını açıklamada birikimi, yetenekleri, özgün söylemi ve sanatçı kimliği ile dikkat çeker. Arseven, düşüncelerini savunmada kullandığı ilginç yöntemlerle de tanınır. Şehircilik konusunda tartıştığı Şehremini Cemil Paşa'yı (Topuzlu) alt yapının gerekliliğine inandırmak için Paris lağımlarında sandalla dolaştırır. Kadıköy Belediye Dairesi Başkanlığı, Darülbedayi Müdürlüğü, İstanbul Eski Eserleri Koruma Encümeni üyeliği, iki dönem milletvekilliği, Eski Eserler ve Anıtlar Kurulu üyeliği, Sanayi-i Nefise Mektebi'nde hocalık yapan Celal Esad'ın eserleri arasında Türk Sanatı, Sanat Ansiklopedisi, Eski İstanbul, Eski Galata
ve Binaları vardır. Elinizdeki kitabı, Celal Esad Arseven'in Yeni İstanbul gazetesinde yayınlanan "Türk Resim Sanatında Yetmiş Yıllık Hayatım" adlı yazıları ile Dünya gazetesinde çıkan "Yıldız Sarayından Mütarekeye kadar Celal Esad Arseven'in Hatıraları" başlıklı yazılarını biraraya getirerek Ekrem Işın yayına hazırladı.

6 Kasım 2013 Çarşamba

Bülent Ecevit

Mustafa Bülent Ecevit (28 Mayıs 1925; İstanbul – 5 Kasım 2006; Ankara), Türk gazeteci, şair, yazar, siyasetçi ve Türkiye eski başbakanı.
1974-2002 yılları arasında beş kez Türkiye başbakanlığı yapan Bülent Ecevit, düşünceleri ve uygulamalarıyla, 20. yüzyıl Türk siyasal yaşamının en önemli isimlerden biri olmuştur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 11. ve 12. Dönem Ankara, 13., 14., 15., 16. ve 19. Dönem Zonguldak, 20. ve 21. Dönem İstanbul milletvekili olarak görev yaptı. 1961'de Kurucu Meclis Cumhuriyet Halk Partisi Temsilciliği (6 Ocak 1961-25 Ekim 1961), Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı oldu. Çalışma Bakanı, Devlet Bakanı, Başbakan Yardımcısı ve Başbakan olarak görev yaptı; ancak üniversite mezunu olmaması nedeniyle Cumhurbaşkanlığı'na aday olamadı. Koalisyon partilerinin bu hükmü değiştirme teklifini ve kendisine cumhurbaşkanlığı teklifi getirmesini ise teşekkür ederek reddetti.

Gençliği ve eğitimi

Bülent Ecevit, 28 Mayıs 1925 tarihinde İstanbul'da doğdu. Mustafa ismi dedesi Huzur-u Hümayun hocalarından Kürdizade Mustafa Şükrü Efendi'den kaynaklanmaktadır . "Ecevit Seceresi (Devlet Arşivi - No 1265) belgesine göre İnebolu'da doğdu. Babası Kastamonu doğumlu Ahmet Fahri Ecevit Ankara Hukuk Fakültesi'nde adli tıp profesörüydü. (5 Mayıs 1951 tarihli Bülent Ecevit'in AÜ DTCF öğrenci kimlik cüzdanındaki nüfus cüzdan suretine göre baba adı Mehmet Fahrettin, gene 15 Ocak 1945 tarihli AÜ DTCF talebe hüviyet cüzdanındaki nüfus cüzdan suretine göre baba adı Fahrettin, öte yandan babasının 31 Ekim 1951 tarihli Yeni Sabah gazetesindeki ölüm ilanında Prof. Dr. Fahri Ecevit, ayrıca kullandığı kartvizitte Pr. Dr. Fahri Ecevit) A. Fahri Ecevit daha sonra siyasete girerek 1943-1950 yılları arasında CHP'den Kastamonu milletvekilliği yaptı. İstanbul doğumlu olan annesi Fatma Nazlı ise ressamdı.
Bülent Ecevit 1944 yılında Robert Koleji'nden mezun oldu ve aynı yıl içinde çalışma hayatına Basın Yayın Genel Müdürlüğü'nde çevirmenlik yaparak başladı. 1946 yılında okul arkadaşı Rahşan (Aral) Ecevit ile hayatını birleştirdi. Önce Ankara Hukuk Fakültesi sonra da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'ne kayıt yaptırmasına rağmen yüksek öğrenimine devam etmedi. 1946-1950 yılları arasında Londra Elçiliğinin Basın Ataşeliği'nde kâtip olarak çalıştı. 1950 yılında Cumhuriyet Halk Partisi'nin yayın organı olan Ulus Gazetesi'nde çalışmaya başladı. 1951-52'de yedeksubay olarak askerliğini yaptıktan sonra yeniden gazeteye döndü. Ulus Gazetesi Demokrat Parti tarafından kapatılınca Yeni Ulus ve Halkçı gazetelerinde yazar ve yazı işleri müdürü olarak görev yaptı. 1955 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nin Kuzey Karolina eyaletinin Winston-Salem kentinde, The Journal and Sentinel'de konuk gazeteci olarak çalıştı. 1957'de Rockefeller Foundation Fellowship Bursu ile yeniden ABD'ye gitti, Harvard Üniversitesi'nde sekiz ay sosyal psikoloji ve Orta Doğu tarihi üzerine incelemeler yaptı. Bu sırada Ecevit'in sürekli "Hocam" diye bahsettiği Henry A. Kissinger Harvard Üniversitesi rektörü idi. Harvard'da 1957 yılında, 1950-1960 arasında verilen antikomünizm seminerlerine sürekli Olof Palme, Bertrand Russell gibi kişilerle katıldı

Siyasal yaşamı

CHP içinde yükselişi

1953 yılında CHP'ye kaydolan Ecevit, ilk olarak Gençlik Kolları Merkez Yönetim Kurulu'nda görev aldı. 32 yaşında, İsmet İnönü'nün damadı Metin Toker'in adaylığını ona devretmesiyle, 27 Ekim 1957 seçimlerinde CHP'den milletvekili oldu. Milletvekili olarak siyasi yaşamına başlayan Bülent Ecevit, 12 Ocak 1959 günü toplanan CHP 14. Olağan Kurultayı'nda Parti Meclisi'ne giren isimler arasında yer aldı. 27 Mayıs 1960 Askerî Müdahalesi'nden sonraki seçimlerde tekrar milletvekili seçildi. 1961 yılında İsmet İnönü'nün kurduğu hükümette Çalışma bakanı oldu. 1965 yılındaki seçimlerde Zonguldak'tan yeniden milletvekili seçildi, seçimleri Süleyman Demirel'in başkanlığındaki Adalet Partisi kazandı. Bülent Ecevit bu tarihten sonra muhalefete geri dönen CHP'nin içinde ortanın solu görüşünün öncülüğünü yapmaya başladı. Ortanın solu ideolojisine karşı çıkanlarla Ecevit'in mücadelesi başladı. 18 Ekim 1966'da yapılan oylamada 43 yıllık CHP'nin genel sekreterliğine henüz 41 yaşındaki Bülent Ecevit seçildi. CHP tarihinde ilk defa bir genel sekreter ilçelerden köylere bütün CHP örgütlerini tek tek gezerek partililer ve delegelerle tanıştı. Ecevit çalışkanlığı, hitabet gücü ve parti içinde demokratik sol duruşuyla giderek sivrildi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 12 Mart 1971 muhtırasından sonra, CHP'nin tutumu konusunda parti içinde önemli görüş ayrılıkları belirdi ve İnönü parti genel sekreteri Bülent Ecevit'le anlaşmazlığa düştü. İsmet İnönü, müdahaleye açıkça karşı çıkılmasını onaylamıyordu. Yeni kurulacak hükümete partinin üye verip vermeyeceği konusunda beliren anlaşmazlık sonucunda Ecevit genel sekreterlikten istifa etti. Ecevit'le yoğun bir mücadeleye giren İnönü, 4 Mayıs 1972'de toplanan 5. Olağanüstü Kurultay'da, "Ya Ben, Ya Bülent" sözleriyle siyasetinin partisince onaylanmaması durumunda istifa edeceğini açıkladı. Kurultay'da parti meclisi için yapılan güvenoylamasında Ecevit yanlılarının 507'ye karşılık 709 oy ile güvenoyu alması üzerine, 8 Mayıs 1972'de istifa eden İsmet İnönü'nün yerine 14 Mayıs 1972 tarihinde genel başkanlığa seçildi. Bu kurultayın ardından Türk siyasal yaşamında parti içi mücadele sonucunda değişen ilk genel başkan İsmet İnönü oldu.

CHP Genel Başkanlığı

14 Ekim 1973 tarihinde yapılan seçimlerde Ecevit'in başkanlığındaki CHP en fazla oyu almasına rağmen çoğunluğu kazanamadı. 26 Ocak 1974 tarihinde Millî Selamet Partisi (MSP) ile kurduğu koalisyon hükümetinde ilk defa başbakanlık görevini aldı. 1974 yılında Bülent Ecevit başbakanken, EOKA yanlısı Rumlar Kıbrıs’ta Makarios’a karşı darbe yaptı. Darbe nedeniyle Ada’da yaşayan Türkler’in güvenliği tehlikeye girdi. Ecevit’in başında olduğu hükümet, askerî müdahale kararı aldı.
Kıbrıs Harekâtı’ndan sonra Ecevit, “Kıbrıs fatihi” olarak anılmaya başladı. Sadece 10 ay süren bu koalisyon hükümetinin tarihe geçen en önemli olayı Kıbrıs Harekâtı olmuştur. Bu hükümetin dağılması üzerine Süleyman Demirel'in başbakan olarak görev yaptığı AP-MSP-MHP-CGP partilerinden oluşan I. Millî Cephe Hükümeti kuruldu.
Muhalefete geri dönen Bülent Ecevit seçim kampanyası için gittiği İzmir hava meydanında 29 Mayıs 1977 cumartesi günü kontrgerilla tarafından düzenlendiği iddia edilen suikasttan sağ kurtuldu. Bu suikast girişiminden bir hafta sonra yapılan 5 Haziran 1977 genel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi oyunu yüzde 41'e çıkarmayı başardı. Bu oy oranı Türkiye Cumhuriyeti tarihinde sol görüşlü bir partinin çok partili siyasal yaşamda kazandığı en yüksek oy oranı olarak tarihe geçti.
Ecevit oy oranını artırmakla birlikte o zamanki seçim sistemine (nisbi seçim sistemi) göre çoğunluğu kazanamadığı için bir azınlık hükümeti kurmaya karar verdi. Bu azınlık hükümetinin güven oyu alamaması nedeniyle tekrar Süleyman Demirel'in başbakanlığında II. Millî Cephe hükümeti (AP-MSP-MHP) kuruldu. Bu hükümetin de kısa ömürlü olması sonucu Ecevit'in "Kumar borcu olmayan 11 milletvekili arıyorum" sözüyle AP'den ayrılan 11 milletvekilinin desteğiyle (Güneş Motel Olayı) 5 Ocak 1978 tarihinde yeni bir hükümet kurarak tekrar başbakan oldu. Ancak bu 11 milletvekilinin (Tuncay Mataracı, Hilmi İşgüzar, Orhan Alp, Oğuz Atalay, Mete Tan, Güneş Öngüt, Mustafa Kılıç, Şerafettin Elçi, Ahmet Karaaslan, Enver Akova, Ali Rıza Septioğlu) desteğini kazanmak için verdiği tavizler ve bakan yaptığı 11 milletvekili hakkında çıkan yolsuzluk söylentileri, Ecevit'e zarar verdi. Bu arada, Türkiye'nin ekonomik durumu gittikçe bozulmaya başlamış, sağ-sol çatışmaları sonucu işlenen cinayetler önlenemez duruma gelmişti. TÜSİAD gazetelere tam sayfa eleştiri ilanları verdi. 14 Ekim 1979'da yapılan ara seçimlerde başarısızlığa uğrayan Ecevit görevden çekildi ve Süleyman Demirel 25 Kasım 1979 tarihinde MSP ve MHP'nin desteğiyle bir azınlık hükümeti kurdu. 12 Eylül 1980 tarihinde Genel kurmay başkanı Kenan Evren'in komutasındaki silahlı kuvvetler ülkenin yönetimine el koydu. Diğer parti başkanlarıyla beraber Bülent Ecevit de siyasetten uzaklaştırıldı ve bir süre göz altında tutuldu. Daha sonra diğer bütün partilerin ileri gelenleriyle birlikte 10 yıl süreyle siyasete girmesi yasaklandı. Bu dönemde gazetecilik yaptı. Arayış dergisini çıkardı. 1981'de çıkan dergi 1982'de askerî rejim tarafından kapatıldı.

Demokratik Sol Parti yılları


1985 yılında Bülent Ecevit'in siyasete girme yasağı devam ederken eşi Rahşan Ecevit'in başkanlığında Demokratik Sol Parti kuruldu. 1987 yılında yapılan referandumla eski siyasi liderlerin siyaset yasağı kaldırılınca Bülent Ecevit DSP'nin başına geçti. Aynı yılın Kasım ayında yapılan seçimlerde DSP barajı aşamayınca Ecevit siyasetten çekildi. 1989'da siyasete dönen Ecevit, 20 Ekim 1991 seçimlerinde DSP Zonguldak milletvekili olarak TBMM’ye seçildi. DSP’nin oyları 24 Aralık 1995 tarihinde yapılan erken genel seçimde yüzde 14,64’e, milletvekili sayısı 76’ya yükseldi ve DSP solun en büyük partisi konumuna geldi. Ecevit, 30 Haziran 1997 tarihinde ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz başkanlığında kurulan ANASOL-D koalisyonunda Başbakan Yardımcısı olarak görev aldı. Koalisyon hükümetinin gensoruyla düşürülmesinin ardından, Bülent Ecevit, 11 Ocak 1999'da DSP azınlık hükümetini kurarak 4. kez başbakan oldu.
Partisinin, 18 Nisan 1999’da yapılan seçimlerden yüzde 22,19 oy oranıyla birinci parti olarak çıkması üzerine, hükümeti kurmakla görevlendirilen Bülent Ecevit, 28 Mayıs 1999’da kurulan DSP-MHP-ANAP koalisyonunda yeniden başbakanlık koltuğuna oturdu. Bu dönemde sağlık sorunlarıyla ilgili söylentiler çıkan Bülent Ecevit, 4 Mayıs 2002’de rahatsızlanarak Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi'ne kaldırıldı. Tedavisi sırasında durumu gittikçe kötüleşince[8] eşi Rahşan Ecevit tarafından hastaneden çıkartılarak[9] evine geri getirildi. Bundan sonra sıhhati gözle görünür şekilde düzeldi ve Başbakanlık görevine devam etti. Ecevit’in rahatsızlığı sırasında hükümete yönelik tartışmalar ve erken seçim talepleri de siyasi gündeme damgasını vurdu. Bu tartışmalar parti içine de yansıdı. Başbakan yardımcısı Hüsamettin Özkan’ın 8 Temmuz 2002'de görevinden ve partiden istifasını yeni istifalar izledi. İstifalarla koalisyon hükümeti TBMM’deki sayısal desteğini yitirirken, erken seçim kararı alındı ve 3 Kasım 2002’de yapılan erken genel seçimlerde DSP barajı aşamadı ve TBMM dışı kaldı.
Genel başkanlıktan ayrılma kararını, 3 Kasım seçimlerinden önce olduğu gibi, seçimlerden sonra da zaman zaman dile getiren Bülent Ecevit, 22 Mayıs 2004 tarihinde düzenlediği basın toplantısıyla halefini ilan etti ve görevi Genel Başkan Yardımcısı Zeki Sezer’e devretmek isteğini belirtti. 25 Temmuz 2004 tarihinde yapılan DSP kongresi ile aktif siyaseti bıraktı.

Kişisel yaşamı

1973 seçimlerinde CHP'nin seçim kampanyasında, yaşlı bir kadının "Karaoğlan nirede ha evlatlar, Karaoğlan'ı görmek istiyom." şeklindeki sorusundan sonra Karaoğlan adı CHP'liler tarafından benimsenmiş ve ilerleyen yıllarda da Türkiye'de Bülent Ecevit için kullanılmaya başlanmıştır. Seçim propagandalarında "Umudumuz Karaoğlan" sloganı söylenmeye başlamıştır. Dönemin Adalet Partisi lideri Süleyman Demirel, en büyük rakibi olan Bülent Ecevit'i, darbeyle devrilen Şilili sosyalist devlet adamı Salvador Allende'ye benzetip atıfta bulunmak için "Allende-Büllende" tabirini kullanmıştır. Ecevit, başbakanlık dönemlerinde yapılan Kıbrıs Harekâtı sonrasında "Kıbrıs Fatihi", Abdullah Öcalan'ın yakalanışı sonrasında da "Kenya Fatihi" olarak anılmıştır. Kamuoyunda mütevazı kişiliğiyle de tanınmaktadır.
Bitlis sigarası, Meclis sigarası içer, eniştesi İsmail Hakkı Okday'ın hediyesi Erika marka daktilosuyla yazardı. Bu 70 yıllık daktiloyu, ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi'ne armağan etmiştir.
Biri ABD'de Rumlar tarafından olmak üzere siyasi hayatında 6-7 kere suikast girişimine maruz kaldı.

Edebî kişiliği

Bülent Ecevit, siyasi yaşamının yanı sıra yazarlık ve şairliği de birlikte yürütmüş ender siyasetçilerden birisidir. Sanskrit, Bengal ve İngilizce dillerinde çalışmalar yapmış olan Ecevit, Rabindranath Tagore, Ezra Pound, T. S. Eliot, ve Bernard Lewis'in yapıtlarını Türkçeye çevirmiş, kendi şiirlerini de kitap halinde yayımlamıştır.



Şiir kitapları


  • Bir Şeyler Olacak Yarın (Tüm şiirleri), Doğan Kitapçılık (2005)
  • El Ele Büyüttük Sevgiyi, Tekin Yayınevi (1997)
  • Işığı Taştan Oydum (1978)
  • Şiirler (1976)

Siyasi kitapları

  • Ortanın Solu (1966)
  • Bu Düzen Değişmelidir (1968)
  • Atatürk ve Devrimcilik (1970)
  • Kurultaylar ve Sonrası (1972)
  • Demokratik Sol ve Hükümet Bunalımı (1974)
  • Demokratik Solda Temel Kavramlar ve Sorunlar (1975)
  • Dış Politika (1975)
  • Dünya-Türkiye-Milliyetçilik (1975)
  • Toplum-Siyaset-Yönetim (1975)
  • İşçi-Köylü Elele (1976)
  • Türkiye / 1965-1975 (1976)
  • Umut Yılı: 1977 (1977)

Hakkında yazılan kitaplar

  • Faruk Bildirici, Kuzum Bülent (2000)
  • Cüneyt Arcayürek,Bir Özgürlük Tutkunu Bülent Ecevit (2006)
  • Aras Erdoğan,Umut Adam Ecevit (2006)
  • Can Dündar & Rıdvan Akar,Ecevit ve Gizli Arşivi (2008)
  • Fikret Bila, Phoenix- Ecevit'in Yeniden Doğuşu (2001)