29 Nisan 2013 Pazartesi

Muhsin Ertuğrul

 



Muhsin Ertuğrul (d. 28 Şubat 1892, İstanbul - ö. 29 Nisan 1979, İstanbul) Türk tiyatrocu, yönetmen, oyuncu, yapımcı.
Türk tiyatrosunun batılı anlamda kurucusu olarak kabul edilen Muhsin Ertuğrul, sinema alanında da Türkiye'de ilk önemli katkıları gerçekleştirmiş; 1922-1939 yılları arasında Türkiye’de film yapan tek kişi olarak kalmıştır.

Yaşamı 

1892 yılında dünyaya İstanbul'da gözlerini açtı. İlkokulu Tefeyyüz Mektebi’nde okuduktan sonra Topbaşı Rüştiyesi’nde, Mercan İdadisi’nde okudu. Tefeyyüz Mektebi’nde okurken tiyatroya ilgi duydu ve aktör olmaya karar verdi 1909'da Erenköy'deki Burhanettin Tiyatrosu’nda Arthur Conan Doyle'ın Sherlock Holmes oyununda 'Bob' rolüyle ilk kez sahneye çıktı. Bu toplulukla birçok oyunda rol aldı. Ailesi, sahneye çıkmasına karşı çıktığı için baba evinden ayrıldı ve tiyatro eğitimi için 1911'de Paris'e gitti. Orada Comedie Française ve birçok Rus tiyatro topluluklarının oyunlarını izledi.
1912″de İstanbul’a dönünce yönetmen ve oyuncu olarak çalışmaya başladı. İlk kez Shakespeare’in Hamlet oyununu sahneye koydu ve Hamlet rolünü oynadı . 1913'te Bursa'da Millet Tiyatrosu adıyla İsmail Galip Arcan, Behzad Butak ve Kemal Emin Bara ile kurduğu Yeni Turan Temsil Heyeti’nde çok sayıda yabancı oyunu sahneledi ve bu oyunlarda oynadı. Aynı yıl Şehzadebaşı'nda Ertuğrul Sineması'nı açtı. Burada film gösterileri yanı sıra Karanlık İçinde Buse, Fener Bekçileri gibi oyunlar da sunuldu. Sinemada film öncesi kısa gösteriler sundu
1913 sonunda karıştığı bir siyasi olay nedeniyle sınırdışı edilince tekrar Fransa’ya gitti. Paris konservatuarına tüm uğraşmalarına karşın giremedi, ancak oradaki tiyatrolar ve sinema stüdyolarında gözlemler yaptı; Jacques Copeau ve Andre Antoine'ın Odeon Tiyatrosu’ndaki çalışmalarını izledi.

I. Dünya Savaşı yılları 

İstanbul’a döndüğünde “Ertuğrul Muhsin ve Arkadaşları” topluluğunu kuran sanatçı, 1914'te Darülbedayi Osmani adıyla kurulan (daha sonra İstanbul Şehir Tiyatroları adını alacak olan kurum) Müzik ve Tiyatro Okulu'nun kuruluş çalışmalarında Reşat Rıdvan Bey ile Andre Antoine'a yardımcı oldu. Aynı yıl açılan sınavla Darülbedayi'ye öğrenci olarak giren sanatçı kısa süre sonra yardımcı öğretmen olarak atandı, 1915 yılında devamlı temsil kadrosuna atandı, çeşitli oyunlarda rol aldı. I. Dünya Savaşı başlayınca Darülbedayi, tiyatro okulu olmaktan çıkıp bir tiyatro topluluğuna dönüşmüşt. Bu sırada kurumdan izin alan Muhsin Ertuğrul Berlin’e gitti, sinema ve tiyatro incelemelerinde bulundu.
Berlin’e ilk gidişinde “Karanlıkta Işık” filminde rol alan Muhsin Ertuğrul, İstanbul’a dönüp Tahsin Nahit’in "Bir Çiçek Iki Böcek" adlı uyarlamasını, H. Kistemaeckers’ten uyarladığı "Uçurum"’u Halit Fahri Ozansoy’un “Baykuş” piyesini sahneledi (1917). Baykuş piyesinde başrolde ihtiyar bir köylüyü oynayan Ertuğrul, henüz 25 yaşındaydı. Kısa bir süre sonra tekrar Berlin’e gitti ve “Brenaien Düşesi” filminde ihtilalcı bir subay rolünü oynadı. Berlin'de kendi adına İstanbul Film adlı bir film şirketi kuran sanatçı, Üstat Film'in de ortağı ve yönetmeni oldu. "Samson", "Kara Lale Bayramı", "Şeytana Tapanlar" adlı filmleri çekti.
1918’de İstanbul’a döndü. Edebi Tiyatro Heyeti adında bir özel topluluk kurdu, Ramazan ayı boyunca temsiller verdiler. Kısa bir süre için Darülbedayi'de yeniden çalıştıysa da oyun seçimindeki anlaşmazlıklar ve yönetimdeki karşıklıklar nedeniyle kurumdan ayrıldı.

Kemal Film 

Muhsin Ertuğrul, 1921'de Darülbedayi'ye yönetmen olarak yeniden girdi. Ancak kurumda yönetim kurulunun ve diğer birimlerin sanatçılardan oluşması için girişimlerde bulununca kısa süre sonra arkadaşlarıyla birlikte işten çıkarıldı. Bu sırada sinema ile ilgilendi ve Türkiye'nin ilk özel film şirketi olan Kemal Film'in yerli film yapımına başlaması için yardımcı oldu. 1921-1924 yılları arasında bu şirket adına 6 film çekti. Türkiye'de çektiği ilk film, "İstanbul'da Bir Facia-i Aşk" oldu. Kemal Film için çektiği filmler arasında Kurtuluş Savaşı’nın ilk belgesel filmi kabul edilen “Zafer Yolları” da vardır . Ayrıca Halide Edip Adıvar’ın aynı adı taşıyan romanından uyarladığı “Ateşten Gömlek” (1923), Kurtuluş Savaşı’nı konu alan ilk film olarak sinema tarihine geçti. Bu filmde başrolü oynayan Neyyire Neyir ile evlendi.

Ferah Tiyatrosu

Sanatçı, 1924-1925 tiyatro sezonunda tekrar "Ertuğrul Muhsin ve Arkadaşları" adlı bir topluluk kurdu. Bu toplulukla İstanbul Şehzadebaşı’ndaki Ferah Tiyatrosu’nda çeşitli oyunlar sahneye koydu. Türkiye’de ilk defa öğrenciler için indirimli matineler bu dönemde düzenlendi, tiyatro bilgisi veren ücretsiz broşürler dağıtıldı. Tiyatroda yerli yazarlara, takım oyunculuğuna, işbölümüne önem verilen örnek bir çalışma düzeni gerçekleştirildi. Muhsin Ertuğrul, parasızlık yüzünden 5 ay sonra kapanmak zorunda kalan toplulukla bu süre içinde 23 oyun sahneledi

Sovyetler Birliği ve Nazım Hikmet

Muhsin Ertuğrul 1925 yılında tiyatrosu kapandıktan sonra Sovyetler Birliği’ne gitti, İstanbul'dan Sovyetler Birliği'ne dönerek Moskova'da tiyatro çalışmalarına başlamış olan Nazım Hikmet'e katıldı. Onun sayesinde sinema dünyasından pek çok kişi ile tanışma ve çalışma fırsatı buldu. "Tamilla"(1925), "Spartaküs" (1926), "Beş Dakika" (1926) filmlerini çekti. Ayrıca Moskova'da bütün tiyatrolara girme izni alarak Stanislavski, Nemiroviç-Dançenko, Aleksandır Yakovleviç Tayrov, Vsevolod Meyerhold, Ayzenştayn ve Sergey Mihayloviç Tretyakov’la tanıştı; çalışmalarına katıldı

Darülbedayi'de Sanat Yönetmenliği 

1927 Şubat'ında İstanbul’a dönen Muhsin Ertuğrul, Belediye Başkanı Muhittin Üstündağ’ın önerisiyle Darülbedayi’de sanat yönetmeni oldu. 1949'da Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'ne getirilinceye kadar sürdürdüğü çalışmalarla kuruma bir şehir tiyatrosu kimliği kazandırdı Sahne çalışmalarını düzen altına alan yönetmenlikler hazırladı ve uygulamaya koydu. 1928’de Darülbedayi sanatçılarıyla başarılı bir Kahire turnesi yaptı.

İpek Film 

Muhsin Ertuğrul, 1928'de Türkiye'nin ikinci büyük yapım şirketi olan İpek Film'in kurulmasına öncülük etti. "Ankara Postası" adlı filmin büyük ticari başarı kazanmasının ardından İpek Film'de 1928-1941 arasında yönetmen olarak 20 film çekti. 10 yılı aşkın süre ile ülkenin tek film yapım şirketi olarak kalan şirket, çağdaş teknolojinin kullanımı için kendisine her türlü harcama yetkisini vermişti. Böylece Muhsin Ertuğrul, ilk sesli Türk filmlerini çekti; Mısır-Yunan işbirliğiyle 1931'de çekilen “İstanbul Sokaklarında” ve ertesi sene çektiği “Bir Millet Uyanıyor", ilk sesli Türk filmleri oldu.

Tiyatro Meslek Okulu ve Darülbedayi Çocuk Tiyatrosu 

1931'da belediye bağlı bir Tiyatro Meslek Okulu açılmasına öncülük etti. 1933 yılında İstanbul'a çağrılan Viyana Müzik ve Tiyatro Akademisi başkanı Joseph Marx, Belediye Konservautarının öncüsü sayılabilecek bu okulu yeni baştan düzenledi ve Muhsin Ertuğrul bu kurumda dersler verdi.
Muhsin Ertuğrul, Moskova'da çocuk tiyatrosu üstüne incelemeler yaptıktan sonra 1935-1936 sezonunda Istanbul Şehir Tiyatrosu’nda Türkiye’deki ilk düzenli çocuk oyunlarını başlattı. Darülbedayi Çocuk Tiyatrosu ilk oyun olarak Kemal Küçük'ün düzenlediği "Çocuklara İlk Tiyatro Dersi" adlı yapıtı, ikinci oyun olarak yine Kemal Küçük'ün "Gülmeyen Çocuk" adlı oyununu, üçüncü olarak Afif Obay'ın "Fatmacık" adlı oyununu sahneledi
Tiyatro alanında verdiği hizmetler nedeniyle 1932'de Goethe Madalyası ile ödüllendirildi.
1936'da kurulan Ankara Devlet Konservatuvarı’nda tiyatro öğretmeni olarak göreve başladıysa da konservatuarın kurucusu Carl Ebert ile anlaşmazlığı düşerek 1938'de bu görevden ayrıldı. 1941'de yeniden konservatuarda ders vermeye başladı. Aynı yıl eşiyle birlikte Perde ve Sahne adlı bir dergi çıkarmaya başlayan Muhsin Ertuğrul, eşini 1943 yılında kaybetti.

Devlet Tiyatrosu'nun Kuruluşu 

1947'de kurulmakta olan Devlet Tiyatrosu'nu yönetmek üzere Ankara Devlet Konservatuvarı Tatbikat Sahnesi'nin başına getirilen Muhsin Ertuğrul, artık sinemadan uzaklaşmaya ve tiyatro alanında çalışmalarını yoğunlaştırmaya başladı. Çeşitli aralıklarla Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ve İstanbul Şehir Tiyatroları Baş rejisörlüğü görevini sürdürdü.

1947'de Ankara'da Küçük Tiyatro, 1948'de Büyük Tiyatro'yu kurdu. "Bir Komiser Geldi" oyunundaki müfettiş rolüyle oyuncu olarak son kez sahnede görünen sanatçı, 1950’de Büyük Tiyatro’da balo yapılmasına karşı çıkınca Demokrat Parti iktidarının tepkisini çekti ve görevinden istifa etti

 . Sanatçı o yıl, Handan Ertuğrul ile ikinci evliliğini yaptı.

Devlet Tiyatrosu'ndan istifasının ardından Yapı Kredi Bankası'nın çağrısı üzerine İstanbul'a gitti; Küçük Sahneyi kurup genç sanatçılarla oyunlar yönetti. 1953 yılında Türk sinemasının ilk renkli filmlerinden biri olan “Halıcı Kız”’ı çekti. Büyük başarısızlıkla sonuçlanan bu film, Muhsin Ertuğrul'un son sinema çalışması oldu. 1954'te ikinci kez Devlet tiyatrosu genel müdürlüğüne getirilince Küçük Tiyatro ve Oda Tiyatrosu'nu açtı (1955). İzmir ve Bursa'da Devlet Tiyatrosu, Adana'da şehir tiyatrosu açılmasında emeği geçti (1957). 1958'de görevinden alındı; İstanbul Şehir Tiyatrosu'na başyönetmen olarak atandı.

İstanbul Şehir Tiyatrosu Başyönetmenliği 

Muhsin Ertuğrul, 1958-1966 yıllarında İstanbul Şehir Tiyatrosu'ndaki başyönetmenlik görevini sürdürdü. Bu dönemde çoğu yurt dışında eğitim görmüş yeni kuşak tiyatrocularla yeni bir dönem başlattı; Üsküdar Tiyatrosunu ve Kadıköy Tiyatrosu'nu açtı (1960-61); Rumelihisar temsillerini başlattı; Zeytinburnu Tiyatrosunu açtı (1965). 1964 Türkiye'de ilk kez Brecht’in bir oyununu ve Shakespeare’in 400. doğum yıldönümü nedeniyle beş sahnede beş Shakespeare oyunu sahneletti. Bu çalışmaları nedeniyle bazı eleştirilere hedef oldu. 1966’da İstanbul Belediye Meclisi’nin kararıyla baş rejisörlük kadrosu kaldırıldı. Kamuoyunda, mecliste ve medyada büyük tepkilere yol açan "Muhsin Ertuğrul olayı", Türk tiyatrosuna indirilen bir darbe olarak yorumlandı.

Şehir Tiyatrosu'nda başyönetmenlik kadrosunun kaldırılmasıyla açıkta kalan Muhsin Ertuğrul, Federal Almanya ve Ispanya’daki tiyatro eğitim yöntemlerini incelemeye gitti. 1967’de LCC Tiyatro Okulu'nda sahne dersleri, İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü'nde tiyatro eleştirisi dersleri verdi.


23 Aralık - 12 Ocak 1970 arasında 60. sanat yılı büyük programlarla kutlayan Muhsin Ertuğrul'a 23 Ekim 1971’de Kültür Bakanı Talât Halman’ın çabasıyla Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir sanatçıya verillen Devlet Kültür Armağanı takdim edildi. 1974 yılında 82 yaşındaki Muhsin Ertuğrul, Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliğine atandı. Semt tiyatrosu, öğle tiyatrosu, gezici tiyatro gibi çeşitli uygulamalarla yeni bir tiyatro seferberliği başlattı; Gültepe Tiyatrosu'nu ve Bayrampaşa Tiyatrosunu açtı (1974-75), Deneme Sahnesini kurdurdu. Ne var ki iç çekişmeler üzerine 1976’da görevi bıraktı . Çeşitli gazete ve dergilerde yazılarını sürdürdü.

Ölümü 

Çağdaş Türk tiyatrosunun temelini atan ve geliştiren Muhsin Ertuğrul'a 23 Nisan 1979'da Ege Üniversitesi'nce fahri doktor payesi verildi. Sanatçı, ünvanını almak ve sanat yaşamının 70. yıl kutlamalarına katılmak üzere gittiği İzmir'de 29 Nisan günü kalp krizi sonucu hayatını yitirdi. Cenazesi, İstanbul'da Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.

Ödülleri 

  • Türk sineması ilk uluslararası ödülünü Muhsin Ertuğrul'un Nazım Hikmet'le birlikte çektiği Leblebici Horhor Ağa adlı filmle kazandı. Film, 2. Venedik Film Festivali'nde Onur Madalyası ile ödüllendirildi.
  • 1931- Goethe Madalyası
  • 1971 Türkiye Cumhuriyeti Devlet Kültür Armağanı

Filmler

Oyuncu olarak rol aldığı filmler 

  • Beranien Düşesi - 1918 / Berlin
  • Istırap / Samson - 1922
  • Boğaziçi Esrarı : Nur Baba / The Bosphorus Mystery - 1922
  • Ateşten Gömlek 1923
  • Kız Kulesinde Bir Facia - 1923
  • Ankara Postası 1928
  • Şehvet Kurbanı - 1940
  • Kıskanç - 1943


Yönetmenliğini yaptığı filmler 

  • Kara Lale Bayramı - 1918
  • Şeytana Tapanlar - 1918
  • Samsun - 1919
  • İstanbul'da Bir Facia-i Aşk - 1922
  • İstanbul'da Izdırap - 1922
  • Kahveci Güzeli - 1941

Yapımcılığını üstlendiği filmler 

  • Samsun - 1919
  • Otoritem boş - 1919
  • Aysel Bataklı Damın Kızı 1934

Senaryo ve yönetmenliğini yaptığı filmler 

  • Boğaziçi Esrarı - 1922
  • İstanbul'da Bir Facia-i Aşk - 1922
  • Kızkulesi Faciasi - 1923
  • Ateşten Gömlek - 1923
  • Leblebici Horhor - 1923
  • Sözde Kızlar - 1924
  • Ankara Postacım Benim - 1928
  • Kaçakçılar - 1929
  • İstanbul Sokaklarında - 1931
  • Bir Millet Uyanıyor - 1932
  • Leblebici Horhor Ağa - 1933
  • Aysel Bataklı Damın Kızı - 1934
  • Bir Kavuk Devrildi - 1939
  • Evli mi Bekar mı - 1951
  • Halıcı Kız - 1953

25 Nisan 2013 Perşembe

Salih BOZOK


Salih Bozok, ( 1881 Selanik - 25 Nisan 1941 İstanbul) Türk asker, Atatürk'ün yaveri ve milletvekili.
1881 'de Selanik'de doğdu. Mustafa Kemal 'in mahalle ve okuldan arkadaşı, yaşça da akranıydı. Harp Okulunu aynı yıl bitirdiler. Salih
Efendi jandarma sınıfına seçildi, Mustafa Kemal ise Akademiye devam ederek kurmay oldu. Mustafa Kemal Milli Mücadeleyi
başlatmak üzere Anadolu'ya geçmeden önce ve Suriye Cephesi'nde bulunduğu sırada Salih Efendi'yi başyaver olarak yanına getirtti.
Sürekli beraberlik böyle başladı. Mustafa Kemal Meclis Başkanı iken Meclis Başkanlığı Yaverliği, Mustafa Kemal Atatürk
Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Cumhurbaşkanlığı Yaverliği yaptı. Atatürk'ün ölümü üzerine, " Başkomutan yaversiz gidemez! "
diyerek uzun süredir planladığı gibi kalbine kurşun sıkarak intihar teşebbüsünde bulunmuştur. Söz konusu bu intiharın da son sahne
olarak kullandıldığı, Zülfü Livaneli tarafından senaryosu yazılarak yönetilen Veda filminde ise; Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Salih
Bozok Beyefendi'nin yakın ilişkisi, dostlukları ve birlikte verdikleri mücadele dolu yıllar beyaz perdeye aktarılmış; Atatürk'e dair sade
ama etkili bir sinema çalışması olarak tarihe not düşmüştür.Kurşunun kalbini sıyırması nedeniyle hayatta kalmayı başarmıştır.
Atatürksüz geçen kısa yaşamında milletvekilliği yapmış, 25 Nisan 1941 'de vefat etmiştir.
Salih Bey yarbaylıktan emekliye ayrıldıktan ve TBMM 2. Dönem'de ( o dönemdeki adı Bozok olan Yozgat'tan ) milletvekili seçildi

21 Nisan 2013 Pazar

Igor Amelkovich

Igor Amelkovich. I reside in the city of Chelyabinsk, southern Ural mountains in Russia. I studied radio engineering at the South-Ural State University. Photography has been my focus since 1999.I didn't held camera in my hands before and I'm self-taught. My work is film-based and I use Hasselblad 503CW and two lenses, Planar 80/2,8 and Sonnar 150/4.
I eschew digital processing, using it only to retouch dust and scratches. If you want to know how I make my nude and erotic photos read the article "How i do this"
Artistically, I maintain two interests: landscape photography and the nude. For me a woman is nature's concentrated form of beauty. I like to photograph a self-assured subject, ones who's comfortable sharing her beauty.
My works won numerous awards both in regional and international exhibitions.

Awards

  • Trierenberg Super Circuit 2006, category "Nude" - Gold medal for photo "Mad life", Austria.
  • Trierenberg Super Circuit 2005, category "Nude" - 1st place for photo "Shoot me", Austria.
  • Hasselblad Austrian Super Circuit 2004, Gold medal for photo "New Aktivist", Austria.
  • Hasselblad Austrian Super Circuit 2003, Gold medal for photo "-25 C", Austria.
  • Photo of the year-2002, Category "Nature, Fashion, Advertising", prize "Gold lens" for the photo "100% GOLD". Chelyabinsk, Russia
  • 2002 - Photo contest "Stone Belt", Chelyabinsk, Russia - 1st place
  • www.photographer.ru 2003, Nonstop Photos, category "Nudes", photo "Olympia and her body #5" - autumn winner
  • www.photographer.ru 2003, Nonstop Photos, category "Landscape", photo "100% GOLD" - summer winner
  • International photo salon "Siberia 2002", Novosibirsk, Russia
  • 2001 - Photo contest "Stone Belt", Chelyabinsk, Russia - 3rd place
  • 2000 - Playboy, Russian edition, "Legs for Pirelli" - 1-st place
  • Photo of the year-1999, category "Everlasting idea", special jury award for series "Woman's beauty", Chelyabinsk, Russia

Exhibitions

  • 2010 - "Multiplied dreams", WINZAVOD,  FotoLoft gallery, Moscow, Russia.
    Exhibition photos  
  • 2007 - "Art in mind", London, UK.
  • 2007 - "Harvest 2007 Erotic Art Show", The Loft, Atlanta, USA
  • 2005 - "Seno guerriero", "Il mito dell'amazzone, l'immagine della donna in armi", Galleria D'Arte Moderna e Contemporanea , Italy
    Exhibition photos
  • 2004 - Exhibition by Chelyabinsk regional government, International Music House, Moscow
  • 2004 - "Chelyabinsk region, XX century in photography", Chelyabinsk
    Exhibition photos
  • 2004 - Personal exhibition, Chelyabinsk
    Exhibition photos
Since 2002 I collaborate with magazines and other editions. For the moment there were about 100 publications in Chelyabinsk magazines. During 2005 my work has appeared in all-Russian magazines "Medved" and "Mouline Rouge", "BIZ" (Turkey), "Photo-Art" (Czech Republic), "People Magazine Australia" (Australia), "GQ" (Germany), "Matador" (Germany), "Playboy" (Germany).


21.22.23 NİSAN-ÇOÇUK ŞENLİĞİ ETKİNLİKLERİ


Kategori: Konser Parti
Life Park
Tarihler: 21 Nisan 2013 Pazar ~ 21 Nisan 2013 Pazar
11:00

Adres: Mehmet Akif Tabiat Parkı / Bahçeköy Sarıyer İstanbul
Ücret: 25.00 TL
Nereden Alınır: Biletix Çağrı Merkezi: 0216 556 98 00 Biletix Satış Noktaları, www.biletix.com, mekan gişe

Telefon:
0212 285 13 13
23 Nisan'da Tüm Çocuklar İstanbul'un Eğlence Diyarı Lifepark'ta Buluşuyor!

Lifepark tüm çocukları 21-22-23 Nisan tarihleri arasında İstanbul’un en eğlenceli festivali ‘Mini Şenlik’e davet ediyor. Üç gün boyunca sürecek Mini Şenlik’te birbirinden renkli saatler minikleri bekliyor. Oyun alanlarından, animasyon standlarına, şişme oyuncaklardan, mini yemek tezgahlarına kadar her ayrıntı onlar için düşünüldü.

Oyunlarla ve konserlerle renklenecek şenliğin en büyük sürprizi ise Gökçe, Hepsi ve Manga konserleri. 21 Nisan Gökçe, 22 Nisan Hepsi ve 23 Nisan Manga’nın sahne alacağı şenlik te ‘Şirinler’ müzikali Türkçe dublajlı olarak her gün sahnelenecek. Ayrıca "Sağlık Olsun Oyunu" Kukla Tiyatrosu ile de hoşça vakit geçirecekler.

Lifepark'ın büyülü atmosferinde, mis gibi bahar havası ve yemyeşil ağaçlarla bezenen bu benzersiz ortamda Mini Şenlik rüya gibi geçecek. Tüm çocuklara duyurulur!

Program
Kapı Açılış : 11.00
Ana Sahne gösterileri ve konserleri : 12 .00 - 20.00
Ana Sahne sanatçı konserleri : 18.30

21 Nisan - Gökçe
22 Nisan - Hepsi
23 Nisan – Manga

Şirinler Müzikali Her Gün: 12.30 - 15.00 - 17.00
Aktiviteler: Kukla Gösterisi - Jonglorler - Tahta Bacaklar - Sişme Oyuncaklar


- Her yaşta çocuk bilete tabidir.


 

Mark Twain

Samuel Langhorne Clemens (30 Kasım 1835 – 21 Nisan 1910), daha çok takma adı Mark Twain olarak bilinir, Amerikalı mizahçı, satirist, roman yazarı, yazar ve öğretmen.
Tom Sawyer'ın Maceraları adlı ünlü çocuk romanının yazarıdır. Bir diğer ünlü eseri olan Huckleberry Finn'in Maceraları romanı kimi edebiyatçılar tarafından Amerikan edebiyatının ilk büyük eseri olarak değerlendirilir.
Eserlerinde gülmenin güzelliğini, esaretin ne kadar kötü bir şey olduğunu anlatmaya çabalamış ve "iki kulaç derinlik" anlamında bir denizcilik terimi olan Mark Twain imzası ile 30 kitap yayımlamıştı.
Daktilo makinesini ilk satın alanlardan birisi olan Mark Twain, daktilo ile yazan ilk romancı olarak anılır ancak hangi eserinin (Tom Sawyer mi yoksa Missisippi’de Yaşam mı) daktiloda yazılan ilk roman olduğu konusunda görüş ayrılıkları vardır[4].
Yaşadığı dönemde halk arasında popüler birisiydi. Kariyerinin zirvesinde döneminin en önemli Amerikan ünlüsü olduğu düşünülür.
William Dean Howells, Booker T. Washington, Nikola Tesla, Helen Keller ve Henry Huttleston Rogers gibi birçok ünlü arkadaşı vardı. Arkadaşı William Faulkner Twain'i "İlk gerçek Amerikan yazarıdır ve biz hepimiz onun sadece varisleriyiz" diyerek onurlandırmıştır

YAŞAMI

Çocukluk Yılları

30 Kasım 1835 günü ABD’nin Missouri eyaletinin Florida yöresinde dünyaya geldi. Yedi çocuklu bir ailenin altıncı çocuğu ve sağ kalan üç kardeşten birisi idi. Ailesi, o dört yaşındayken Mississippi Nehri boylarındaki Hannibal’e taşındı. İleride yaratacağı ünlü romanları bu bölgedeki gözlemlerine dayanarak yazılmıştı. Esnaflık ve avukatlık yapan babasını on bir yaşında iken zatürreden kaybedince okulunu bırakıp çırak olarak bir basımevinde çalışmaya başladı.

Gençlik Yılları

On sekiz yaşına geldiğinde dünyayı keşfetme arzusunda bir genç olarak ABD’nin değişik eyaletlerini gezmeye başladı, bu arada çeşitli matbaalarda çalıştı. Dört yıl sonra Missouri’ye döndüğünde Mississippi Nehri’ndeki buharlı gemilerde kaptanlık yapmak istedi. Kaptanlık sınavlarına hazırlık için çalıştı; nehrin her yerini öğrenmesi iki yılını aldı. Çok iyi öğrendiği bu yerler romanlarının mekanını oluşturdu.
Kendisine bu işte Henry adındaki kardeşi eşlik ediyordu. Bir gece rüyasında kardeşinin çalıştığı vapurun yanışını ve ölümünü görmesi ve bu olayın 1858’de aynen rüyasındaki gibi gerçekleşmesi onu çok etkiledi. Kardeşinin ölümünden bir parça kendisini sorumlu tuttu ve bu olaydan sonra parapsikoloji ile ilgilendi.
24 yaşında kaptanlık ehliyetini aldı ve Amerikan İç Savaşı çıkıp nehir gezileri yasaklanana kadar nehirde kaptanlık yaptı. Savaşa gönüllü olarak katıldı, ancak 14 günlük askeri eğitimden sonra ordudan ayrılıp Nevada’da vali olan ağabeyi Orion’un yanına gitti. Kardeşi ile birlikte bir süre posta arabasıyla bölgeyi gezdikten sonra zengin olma hayaliyle madencilik yaptı. Madencilik işi başarısızlıkla sonuçlandı.

Bazı gezi yazıları ve makaleler yazarak çeşitli eyaletleri dolaştı. Mark Twain adıyla imzaladığı ilk makalesi Carson’dan Mektup adlı makalesiydi. Mark Twain, Mississippi gemilerinde “iki kulaç derinlik” anlamına gelen bir çakma addır.
18 Kasım 1865 günü New York Saturday Pres adlı gazetede yayımlanan Claravas’ta Zıplayan Kurbağa Kutlaması adlı hikâye ile edebiyat alanında çıkış yaptı. Bir madenocağı kampında madencilerden dinlediği yerel bir öyküyü kendi ağzından anlatarak ünü yakalamıştı. Hikayeyi, 1867’de yayımlanan ilk kitabında da aldı.
1866’da bir gazete adına Hawaii’ye giderek oradan yazılar gönderdi. İki sene sonra yine yerel bir gazetenin isteği üzerine Akdeniz’de bir gemi turuna çıktı ve gezi yazılarını Saflar Yabancı Ülkede adlı kitabında topladı. Bu eseri ile ülkesinde çok ünlü bir güldürü yazarı oldu.

Evliliği ve Çocukları
Saflar Yabancı Ülkede kitabının getirdiği ekonomik rahatlık sayesinde bir arkadaşının kızkardeşi olan ve ilk görüşte aşık olduğu Oliva Langdon ile 1870 yılı Şubat ayında New York’ta evlendi. Bir süre eşi ile birlikte New York’un Buffalo kentinde yaşadı; bir gazetede editör ve yazar olarak çalıştı. Çiftin ilk çocuğu bu yıllarda dünyaya geldi ancak 19 aylıkken difteriden öldü. 1872, 1874 ve 1880 yıllarında sırasıyla kızları Susy, Clara ve Jean dünyaya geldi.
Aile, 1872’de Connecticut’ta Hartford’a taşındılar ve burada ileride Mark Twain Müzesi olacak olan evi yaptırdılar. En önemli eserlerini Connecticut’da yaşadığı dönemde yazdı.

En Ünlü Romanlarının Yazılışı

Öksüz ve yaramaz bir çocuğun Mississippi’de geçen maceralarını anlattığı 1875 yılında yayımlanan Tom Sawyer’in Maceraları adlı eseri çok sevildi. Avrupa ile ilgili bir kitap yazmak için bir yayınevi ile 1878’de anlaşma yapınca ailesi ile Avrupa seyahatine gitti, 1879 Eylül’ünde geri döndü. 1881’de yayımlanan Prens ve Dilenci adlı romanını kızları Susy ve Clara’ya ithaf etti.
50. yaş günü kutladığı 1885 yılında yayımlanan Huckleberry Finn’in Maceraları adlı eseri kimilerince Amerikan edebiyatının ilk büyük eseri olarak değerlendirilmiştir. Bu kitapta da yaramaz ve asi bir çocuğun hikâyesini anlattı. Konusu köleliğin yasal olduğu bir dönemde geçen eser, karakterlerden biri olan Jim’e zenci denmesi gibi nedenlerle zaman zaman yasaklamalara ve değiştirmelere maruz kalmıştır.

İş Hayatı

Huckleberry Finn’den sonra 5 yıl boyunca kitap yayımlamayı bırakan Twain, zengin olmak umuduyla işadamlığına soyunmuştu. Para kazanmak için çeşitli işlere yatırım yapan Mark Twain’in girişimleri hep para kaybıyla sonuçlandı. 1885’te kurduğu yayınevi ise iflas etmesine yol açtı. İlk olarak iç savaş kahramanlarından ve eski ABD başkanlarından çok büyük hayranlık duyduğu Ulysses Grant’ın anılarını ardından Mark Twain’in kendi kitabı Huckleberry Finn’in Maceraları’nı yayımlayan yayınevi, bu iki kitapla elde ettiği başarıyı bir daha asla yakalayamadı. İç savaş ile ilgili çeşitli anı kitaplarının ardından dünyadaki tüm Katoliklerin birer tane alıp okuyacağı düşüncesiyle Papa XIII. Leo’nun anılarını aynı anda 6 dilde yayımladı ancak ne savaş anıları ne de Papa’nın anıları okuyucunun ilgisini çekmemişti. Bu başarısızlıklarının ardından James W. Paige adlı mucitin geliştirdiği bir dizgi makinesi için harcadığı binlerce dolar da ona hiçbir gelir getiremedi.

Avrupa Yılları

1891’den itibaren ailesiyle hayat pahalılığının daha az olduğu Avrupa’ya yerleşen Twain geçimini sağlamak için yazılara yoğunlaştı. 1894’te yayınevi iflas etti, dizgi makinesi Chicago Herald Gazetesi’nde denendi ve başarısız bulundu. Borçlarını ödeyebilmek için yeni bir yol bulan Mark Twain, tüm dünyayı kapsayan bir söyleşi turuna çıktı. Avustralya’dan Hindistan’a, Güney Afrika’dan İngiltere’ye kadar pek çok ülkeyi dolaştı. Bu konferanslar dizisine ait gezi notlarını Ekvatorun İzinde adlı yazısıyla paylaştı.
Mark Twain, 1896’da 23 yaşındaki kızı Susy’nin menenjit nedeniyle ölümü üzerine depresyona girdi ve ruhsal bunalımları hayatı boyunca zaman zaman tekrar baş gösterdi. Borçlarını ödeyip 1900’de ülkesine dönüşüne kadar ailesiyle birlikte İsviçre, Avusturya ve İngiltere’de yaşadı. ABD’ye döndükten sonra eşi Olivia’nın sağlığı bozuldu. Doktor tavsiyesi üzerine 1903 sonunda İtalya’ya gittiler, ne var ki sağlığına kavuşamayan Olivia’yı 1904’te Floransa’da kaybetti.

Anti Emperyalist Görüşleri Benimsemesi

Twain, 1860 ve 1870'lerde ABD'nin emperyalist amaçlarını paylaşıyordu. Örneğin Hawaii Adaları konusunda ABD çıkarlarını kararlılıkla savunuyordu. 1890'ların ortalarındaki fikrini tarif ederken "Kızıl bir emperyalisttim. Amerikan kartalının Pasifik Okyanusu üzerinde çığlık atmasını istiyordum." diyordu. Fakat 1899'dan itibaren dünya görüşünü tersine çevirdi ve anti emperyalist oldu. Emperyalizm karşıtlığını on binlerce üyeye ulaşacak American Anti-Imperialist League'in başkan yardımcılığını yapacak kadar ileri götürdü. ABD'nin Filipinler'i ilhakına karşı çıkmak gibi faaliyetleri olan bu hareketin içinde, 1901 yılından 1910 yılındaki ölümüne değin bulundu.

Son Yılları

Yaşlılık yılarında sömürgeciliği, ırk düşmanlığı, kazanç hırsı, dinsel ikiyüzlülüğü sert bir dille eleştiren yazılar yazdı. 1905’te yetmişinci yaşını Beyaz Saray’da Theodore Roosevelt’in onuruna verdiği yemekte kutladı. 1907’de Oxford Üniversitesi kendisine fahri doktora verdi. 1909’da 29 yaşındaki küçük kızı Jean kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Mark Twain, 1906’da yazmaya başladığı biyografisini tamamlayamadan geçirdiği kalp rahatsızlığı sonucu 21 Nisan 1910 günü Connecticut’ta hayatını kaybetti.

Başlıca yapıtları

  • Jim Smiley ve Zıplayan Kurbağa ve Diğer Öyküler (1867)
  • Saflar Yabancı Ülkede (1869)
  • Tom Sawyer'ın Maceraları (1876)
  • Bir Cinayet, Bir Sır ve Bir Evlilik (1876)
  • Prens Ve Dilenci (1881)
  • Küçük Prens ve Sokak Çocuğu / Prens ve Dilenci / Çalınan Taç (1882)
  • Mississipi’de Yaşam (1883)
  • Huckleberry Finn'in Maceraları (1884)
  • A Connecticut Yankee in King Arthur's Court (1889)
  • Ekvatorun İzinde (1897)
  • Adem'le Havva'nın Güncesi (1904)


18 Nisan 2013 Perşembe

Sergio Martinez Cifuentes,


 







Sergio Martinez Cifuentes, dual Chilean-Spanish nationality, born in Santiago, Chile in 1966. As a young man, known for his drawings, which together with its stark poetry and musical compositions, beginning to structure their profile adolescent romantic and existentialist. It is at this stage where he participated in numerous youth competitions in painting, gaining significant recognition, which helps you understand the true importance of their relationship with plastic. In its first stage attaches to descriptive realism, showing great control over the forms and content management and elegant color, being its

main theme the landscape

Türkiye'nin En Genç Caz Festivali

Jazz15"; 03 – 17 Mayıs tarihleri arasında Akademi Restaurant, Nişantaşı Zihni ve 60 m²'de eş zamanlı olarak gerçekleştiriliyor

3 Mayıs Cuma günü saat 22:00'da Akademi Restaurant'ta düzenlenecek festivalin açılışı, Türkçe cazın önde gelen caz vokali Jülide Özçelik'in muhteşem performansının ardından dj Murat Beşer'in müzikleriyle devam edecek. Aynı gün 60 m²'de Bilal Karaman & Jarrod Cagwin de sevenleriyle buluşacak.

15 Gün Boyunca 27 Unutulmaz Caz Performansı!

Profesyonel, amatör veya dinleyici olarak cazı hayatının bir parçası haline getirmiş herkesi biraraya getirmeyi amaçlayan ve 15 gün boyunca cazın ustalarını ağırlayacak festival kapsamında; Sibel Köse, Jehan Barbur, Birsen Tezer, Ayşe Gencer, İmer Demirer, Sarp Maden Quintet, A Capella Boğaziçi, Pia Tango feat. Sumru Ağıryürüyen, Alp Ersönmez – Cereyanlı, Ayşe Tütüncü Dörtlüsü, Ece Göksu Quartet, Yeşim Pekiner Quintet gibi önemli sanatçı ve gruplar yer alıyor.

"Jazz15"te aynı zamanda; Selen Beytekin, Cemmetin Band, Buket Coşkuner Quintet, Pastel Caz Kumpanyası - GUP, Ferhat Öz & Nilüfer Verdi, Halil Serin Trio, Damla Pehlevan, Ceyda Özbaşarel + KDV, Bora Çeliker Quartet, Melisa Kral Quintet, Banu Savaş Quintet, State of Jam gibi sevilen isim ve gruplar da dinlenebilecek.

Eş Zamanlı Caz Keyfi!

Cazseverler; festival boyunca Akademi Restaurant'ın boğazı her açıdan gören eşsiz manzaralı terasında, Nişantaşı Zihni'nin her köşesi tarih kokan atmosferinde ve 60 m² 'nin sıcak ve samimi ortamında cazın keyfini çıkaracaklar.

03 – 17 Mayıs tarihleri arasında Akademi Restaurant, Nişantaşı Zihni ve 60 m²'de düzenlenecek "Jazz15" festivalinin biletleri; www.mybilet.com adresinden, 60 m²'den ve etkinlik günlerinde mekan girişlerinden temin edilebiliyor. Akademi Restaurant konserlerini yemekli izlemek isteyenler, www.mybilet.com 'dan yerlerini ayırtabiliyor. "Jazz15" festival biletleri 15 TL ile 35 TL arasında değişiyor. 

Jale Yılmabaşar'ın Resim Sergisi FMV Galeri Işık'ta


Prof. Dr. Jale Yılmabaşar, 10 yıllık bir aranın ardından Türkiye'de yeni bir sergi açmaya hazırlanıyor.

Uzun bir aradan sonra Türkiye'deki sanatseverlerle yeniden buluşmaya hazırlanan devlet sanatçısı Prof. Dr. Jale Yılmabaşar, "Jale Yılmabaşar 50. Sanat Yılı Resimleri" sergisiyle, 25 Nisan-18 Mayıs tarihlerinde Feyziye Mektepleri Vakfı'na ait Galeri Işık'ta olacak.

Bugüne dek yurtiçi ve yurtdışında açtığı sayısız sergisiyle büyük yankı uyandıran, Türkiye'nin ilk kadın seramik profesörü Prof. Dr. Jale Yılmabaşar, 10 yıllık bir aranın ardından Türkiye'de yeni bir sergi açmaya hazırlanıyor. Uzun bir süredir çalışmalarına Almanya ve Paris'te devam eden sanatçı, son dönemde yaptığı resimlerle bildiğimizin ötesinde çok farklı 'Jale Yılmabaşar yapıtları' ile karışımıza çıkıyor bu kez.

1963 yılında açtığı "Jale'nin Horozları" adlı ilk sergisiyle, sanat dünyasının en başarılı isimleri arasına girmeyi başaran Yılmabaşar, "Jale Yılmabaşar 50. Sanat Yılı Resimleri" sergisinde de birbirinden etkileyici kadın portreleri ve diğer çalışmalarıyla sanatseverleri büyülemeye hazırlanıyor.

1990 yılında Paris Unesco da resimleri Picasso ve Miro ile sergilenen, 2000'de Moskova, 2007 yılında Münih Devlet Müzesi'nde 1 sene süreyle resimleri sergilenmiş olan , dünyanın pek çok ülkesinde sayısız sergi açan, "Mimaride Seramik" adlı kitabı New York, Washington D.C, Avustralya üniversitelerinde kaynak kitap olarak okutulan Yılmabaşar, yurtdışındaki birçok serginin de şeref konuğu olmuştur. Picasso Müzesi'nin daveti üzerine 3 sene jüri üyeliği yapmıştır. İtalya ve Almanya'da 2 adet Uluslar arası Altın Madalya kazanmıştır.

Fransızların "Ateşin Ustası" olarak adlandırdığı sanatçının 25 Nisan-18 Mayıs tarihlerinde Feyziye Mektepleri Vakfı 'na ait Galeri Işık'taki sergisinde de renklerden yarattığı olağanüstü dünyaya ve Yılmabaşar'a bir kez daha hayran kalacaksınız. 

İstanbul'un Yeni Sanat Fuarı: All Arts Istanbul

All Arts Istanbul; Türk ve Osmanlı gelenekli sanatlarından, antikaya, modern sanata sanatseverlere geniş bir yelpaze sunacak.

İstanbul Kongre Merkezi'nde Nisan ayında ilk kez düzenlenecek

İstanbul, 2013 Nisan ayında çok farklı bir konseptle tasarlanan yepyeni bir fuara kavuşacak. İstanbul Kongre Merkezi Fuar alanında 18 - 21 Nisan 2013 tarihleri arasında ilk kez sanatseverlerle buluşacak olan All Arts Istanbul fuarı, sanat dünyasında geçmiş ve güncel, geleneksel ve modern tüm üretimi kuşatacak ve kavrayacak; klasik Türk sanatları, antika, modern sanat örnekleri ile İstanbul'un ve bölgenin sanat hayatına farklı bir boyut getirecek.

Bölge ülkelerden uzmanlar, kanaat önderleri, koleksiyonerler, akademisyenleri davet ederek İstanbul'un geniş bir bölgede izlenen ve yeni açılımlara olanak tanıyan bir platform haline gelmesi vizyonu ile hareket eden fuar; Türkiye'de sanata, sanat nesnesine yatırım yapan her kesimden insanı ve kurumu bir araya getirecek bir zemin olmayı hedefliyor.

Fuara galeriler, kurumlar ve müzayede evlerinin yanı sıra sahaflar, ustalar, zanaatkârlar, antikacılar ve yayınlar katılacak. All Arts Istanbul sanat fuarı farklı kategorilerden oluşacak; Birinci bölümde Klasik Türk Sanatları yani gelenekli sanat icra eden ustalara yer verilecek. Bu bölümde aralarında yazma, hat, keçe, tezhip, minyatür de olmak üzere 12 kategoriden 92 usta ve sanatçı yer alacak. İkinci bölümde Antika; Resim, çini, efemera (gündelik hayata ait biriktirilmiş ufak tefek), kuyum, halı, nümizmatik (sikke ve madeni paralar) - örnekleri yer alacak. Üçüncü bölümde ise Modern ve Çağdaş Sanat örneklerinin sergileneceği galeriler bulunacak. Özel koleksiyonların da görülebileceği fuar sanat kurumları, sanat yayınları, kitapçı ve sahaflar ile beraber 140 katılımcıyı ağırlayacak.

Remzi Gür "Divan-I Hümayun Emanetleri" (Remzi Gür Koleksiyonundan Ferman Seçkisi), Papko/Öner Kocabeyoğlu Koleksiyonu (Modern Türk Sanatları ve Heykel Seçkisi), Yusuf İyilik Geleneksel Türk Sanatları koleksiyonları fuar kapsamında sanatseverlerle buluşacak.

Türkiye'nin yeni uluslararası sanat fuarı All Arts İstanbul' da; II. Abdülhamit döneminde saray ressamı olarak Osmanlı sarayına hizmet vermiş oryantalist ressam Fausto Zonaro'nun eserleri de yer alacak.

Fuar, katılımcılarına, sanatçıların stüdyolarına ziyaretler; müze ve özel koleksiyonlara rehberli turlarla birlikte seminer, konferans ve atölye çalışmaları gibi paralel programları da sunacak. Düzenlenecek konferans serisi kapsamında Prof. Dr. Uğur Derman, Prof. Dr. Gül İrepoğlu, Prof. Hüsamettin Koçan, Prof. Dr. İskender Pala gibi önemli sanat profesyonelleri konuşmacı olarak konuk edilecek. Konferans programı kapsamında gerçekleşecek konuşmalarda; "Klasik ve Özgün Hat Uygulamalarının Genel Değerlendirilmesi", "Dünya Fuarlarında Osmanlılar ve Oryantalizme Etkileri", "Tarihte Kadın Hattatlar", gibi konu başlıklarına odaklanılacak. Konferans programının önemli konularından biri de İstanbul Zeyrek'te bulunan ve Mimar Sinan tarafından Barbaros Hayrettin Paşa adına inşa edilen Çinili Hamam'ın çinileri ve Osmanlı çini sanatının çeşitli yönlerinin irdeleneceği "İstanbul'da Bir Hamam ve Osmanlı Çinileri" olacak. Konuşmacılar arasında Louvre Müzesi'nden Charlotte Maurry konuk olacak.

All Arts Istanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli, İstanbul'un giderek dünyanın en önemli çağdaş sanat merkezlerinden biri olma noktasına geldiğini, Bienal ve bu yıl 7'ncisi yapılan Contemporary Istanbul Çağdaş Sanat Fuarı'nın bu gelişmede önemli rol oynadığını belirtti. Güreli, şöyle devam etti: "İstanbul'un Türkiye tarihinin hiçbir döneminde görmediği ilginç ve önemli sergiler son birkaç yılda gerçekleştirmiştir. İstanbul çağdaş sanattan sonra All Arts Istanbul fuarı ile kültürel, ekonomik ve turistik sınırlarını daha da geliştirecektir. Geleneksel sanatlara dönük çok yoğun ilgi, modernleşmenin aracı olan sanata yatırım ihtiyacı bugün söz konusu alanlarda bilinen isimlerin dışında da elle tutulur haldedir."

All Arts Istanbul Genel Koordinatörü Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman da şunları söyledi: "All Arts Istanbul, Türkiye'de üretilen ve evrensel düzeyde örneklere sahip olmakla birlikte müzayedeler ve bazı sınırlı ilişkiler dışında yeterli bir tanıtım ve pazarlama zemini bulamayan geleneksel sanat eserleri için platform yaratacak. Bugüne kadar ellerindeki birikimi sadece müzayedelerde değerlendiren koleksiyonerlere sahip oldukları değerli nesneleri fuarda sunmak, tanıtmak, gerektiğinde satmak imkânını kavuşturacak, mevcut koleksiyonların zenginleştirilmesi, dönüştürülmesi için fırsat yaratacak."





16 Nisan 2013 Salı

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, konser serisi "Küçük Gece Müzikleri" Nisan ayında da devam ediyor.


CSO Cello Quartet Konseri
27 Nisan Cumartesi, 19:30

Mehmet Mestçi'nin danışmanlığında düzenlenen "Küçük Gece Müzikleri" oda müziği konserleri serisinin üçüncüsü 27 Nisan Cumartesi günü Onur Şenler, İbrahim Aydoğdu, Yaz Irmak ve Köklü Yiğit Tan'dan oluşan CSO Cello Quartet Konseri ile gerçekleşecek. Quartet, konser kapsamında Bach, Rossini, Gershwin, Shostakovich'den, Duke Ellington, Mendelssohn ve John Lennon'a geniş bir repertuvar sunacak.

Müzisyenlerin her konserde birer sanatçı artarak sahne almalarıyla, duet, trio, quartet, quintet, sextet, septet ve octet dinletileri şeklinde oluşturulan program, birbirinden güzel ve nadir seslendirilen eserlerden hazırlandı.

CSO Cello Quartet, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın yetenekli ve başarılı dört genç viyolonselcisi tarafından kuruldu. Grup kendi düzenlemelerinden de oluşan klasikten tangoya, jazz'dan film müziklerine ve tanınmış türk ezgilerine kadar uzanan geniş repertuvarı ile Türkiye'nin en renkli ve beğenilen gruplarından biri olma yolunda ilerliyor. CSO Cello Quartet, gerçekleştirdiği konserler ile dört viyolonselin güçlü ve eşsiz tınısını seyirci ile buluşturuyor.

27 Nisan Cumartesi günü saat 19:30'da başlayacak konser, Pera Müzesi Oryantalist Resim Koleksiyonu , "Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar" sergisinin yer aldığı katta düzenleniyor.

15 TL olan biletler konser günü saat 18:00'den sonra satışa sunulacak.

Pera Müzesi Dostları'na 7 TL. Yerler sınırlıdır ve numaralı değildir.

Ek: Sanatçı biyografileri, Program Notları, Program Danışmanı Hakkında

8 Nisan 2013 Pazartesi

Savaş Yurttaş

Savaş Yurttaş, (d. 1944 Kayseri, ö. 8 Nisan 2002 Ankara) Sinema ve tiyatro sanatçısı, oyuncu.


Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinde doğan sanatçı, eğitim gördüğü İstanbul Üniversitesi'nden mezun olmadan önce, İstanbul Üniversitesi Gençlik Tiyatrosu’nda, Sermet Çağan’ın “Ayak Bacak Fabrikası” adlı oyunu ile sanat hayatına başladı.
Ulvi Uras Tiyatrosu, Türk Öğretmenler Sendikası Tiyatrosu, Ankara Halk Oyuncuları, Ankara Sanat Tiyatrosu, Ankara Birlik Tiyatrosu ve Ankara Ekin Tiyatrosu’nda görev alan Yurttaş, TRT’de yayınlanan "Bizimkiler" dizisiyle üne kavuştu.
Savaş Yurttaş ayrıca, "5 Dakika", Aziz Nesin'in "Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz", "Yazlıkçılar" ve "Oğlum Adam Olacak" adlı dizilerde rol aldı.
Sanatçı, bunların dışında Türk sinemasında ses getiren filmlerde de oynadı: Sürü, Yılanların Öcü, 72. Koğuş, Sarı Mersedes bunlardan bazılarıdır.
Ankara Halk Oyuncuları Tiyatrosu’nda “Devri Süleyman”, “141. Basamak” ve “Teneke”, Ankara Sanat Tiyatrosu’nda “Durant Bulvarı”, “403. Kilometre”, “Heykel” adlı oyunlardaki rolleriyle tiyatro dünyası izleyicilerinde önemli izler bıraktı.
  • 1981 yılında sinema yazarlarının "En iyi yardımcı oyuncu ödülü"nü alan oyuncu, en son 2001'de Şellale adlı filmde rol aldı.
Rol aldığı tiyatro oyunları
  • Jan Dark Davası : Bertolt Brecht - Ankara Sanat Tiyatrosu - 1994
  • Komün Günleri : (Bertolt Brecht) - Ankara Sanat Tiyatrosu - 1976
  • İşçi (oyun) : (Ömer Polat) - Ankara Sanat Tiyatrosu - 1976
  • Aladaglı Mino : (Ömer Polat) - Ankara Sanat Tiyatrosu - 1975
  • Nereye Payidar : (Bilgesu Erenus) - Ankara Sanat Tiyatrosu - 1975
  • Dimitrof : Hedda Zinner - Ankara Sanat Tiyatrosu - 1974
  • Ana : (Maksim Gorki) - Ankara Sanat Tiyatrosu - 1974
  • El Kapısı (Bilgesu Erenus) - Ankara Sanat Tiyatrosu : 1972
  • 403.Kilometre : (İsmet Küntay) - Ankara Sanat Tiyatrosu : 1972
  • Evler Evler : (İsmet Kküntay) - Ankara Sanat Tiyatrosu : 1972
  • Hitler Rejiminin Korku ve Sefaleti : (Bertolt Brecht) - Ankara Sanat Tiyatrosu - 1971
  • Heykel (Layd.Augusta Gregory) - Ankara Sanat Tiyatrosu - 1968
  • Durand Bulvarı (Armand Salcrou) - Ankara Sanat Tiyatrosu - 1967

Filmografisi

  • Şellale - 2001
  • Koltuk Sevdası - 2001
  • Duruşma - 1999
  • Sihirli Ceket - 1996
  • Oy Deposu - 1994
  • İş - 1994
  • Yazlıkçılar - 1994
  • Menekşe Koyu - 1991
  • Aşkın Kesişme Noktası - 1990
  • İki Yabancı - 1990
  • Gizli Yüz - 1990
  • Can Şenliği - 1989
  • Bizimkiler - 1989
  • Hülya - 1988
  • Serçeler Göç Etmez - 1988
  • Gömlek - 1988
  • 72. Koğuş - 1987
  • Çil Horoz - 1987
  • Biri Ve Diğerleri - 1987
  • Yolun Sonundaki Karanlık - 1987
  • Çark - 1987
  • Fikrimin İnce Gülü / Sarı Mercedes - 1987
  • Ziyaret - 1987
  • Suçumuz İnsan Olmak - 1986
  • Son Urfalı - 1986
  • Asiye Nasıl Kurtulur - 1986
  • Davacı - 1986
  • Güneşe Köprü - 1986
  • Çağdaş Bir Köle - 1986
  • Guguk Kuşu / Aşka Zaman Yok - 1986
  • Bir Avuç Cennet - 1985
  • Yılanların Öcü(film) - 1985
  • Bebek - 1979
  • Kara Kafa - 1979
  • Sürü - 1978

3 Nisan 2013 Çarşamba

AKBANK SANAT VOKAL GÜNLERİ


Akbank Sanat, "Akbank Sanat Çağdaş Vokal Günleri" ile çağdaş sanata yeni bir boyut getiriyor.

Akbank Sanat, konserlerden dans atölyelerine, workshoplardan panellere kadar uzanan farklı etkinliklerin yer aldığı "Akbank Sanat Çağdaş Vokal Günleri" ile çağdaş sanata yeni bir boyut getiriyor. 12 - 26 Nisan 2013 tarihleri arasında vokal müziğin ünlü isimlerini bir araya getirecek olan etkinlikte, sanatçılar performanslarının yanı sıra atölye çalışmaları ve panellerle de izleyicilerle bir araya gelecek.

Dünyaca ünlü King's Singers vokal grubunda da yer almış İngiliz koro şefi Nigel Short, ses ve dansı sentezleyen yaklaşımıyla tanınan ünlü koreograf Panda van Proosdij'in de katılacağı Akbank Sanat Çağdaş Vokal Günleri'nde Türkiye'nin önde gelen çağdaş müzik korolarından Rezonans ve Fazıl Say eserlerini vokal müziğe aranje eden A Capella Boğaziçi'nin performansları yer alacak. Ayrıca, besteci Hasan Uçarsu ve Aydın Esen, orkestra şefi İbrahim Yazıcı ve koro şefi Burak Onur Erdem de söyleşi, atölye çalışmaları ve paneller ile müzikseverlerle olacak.

Akbank Sanat Çağdaş Vokal Günleri Programı


·

KONSER & DANS / DENEY - im / EXPER-imen-T
Akbank Sanat Çağdaş Vokal Günleri, besteci Mehmet Can Özer ve koreograf Korhan Başaran'ın elektroakustik müzik ve modern dansı bir araya getireceği performansları ile başlayacak. Sanatçılar, DENEY - im / EXPER-imen-T adını taşıyan gösteri ile metafizikten hareketle evrenin ve bedenin etkileşimini sorgulayacaklar.
12 Nisan 2013, Cuma

20.00 - MÜZİK - DANS / DENEY - im / EXPER-imen-T
Canlı Elektroakustik Müzik: Mehmet Can Özer
Dans : Korhan Başaran

·

WORKSHOP & MASTERCLASS: ÇAĞDAŞ KORO MÜZİĞİ

Dünyaca ünlü King's Singers vokal grubunda da yer almış İngiliz koro şefi Nigel Short, Akbank Sanat Çağdaş Vokal Günleri kapsamında 13 - 14 Nisan tarihlerinde konser, workshop ve masterclass çalışmaları ile sanatseverlerle buluşacak. Nigel Short yönetimindeki Çağdaş Koro Müziği başlıklı workshop çalışmasında Eric Whitacre'in eserleri, masterclass'ta ise vokal tekniği üzerine çalışmalar gerçekleştirilecek. 14 Nisan Pazar, saat 20.00'de ise Rezonans grubu, Nigel Short'un şefliğinde bir konser sunacak.

13 Nisan 2013, Cumartesi

11.00 - WORKSHOP "Çağdaş Koro Müziği"- Nigel Short, koro şefi
14.00 - WORKSHOP "Çağdaş Koro Müziği"- Nigel Short, koro şefi
18.00 - MASTERCLASS "Şan"- Nigel Short, koro şefi

14 Nisan 2013, Pazar

11.00 - WORKSHOP "Çağdaş Koro Müziği"- Nigel Short, koro şefi
14.00 - WORKSHOP "Çağdaş Koro Müziği"- Nigel Short, koro şefi
20.00 - KONSER - Rezonans "Çağdaş Koro Müziği ve Solistler" - Nigel Short, koro şefi

·

KONSER: A CAPELLA BOĞAZİÇİ

Akbank Sanat Çağdaş Vokal Günleri kapsamında 16 Nisan 2013, Salı günü Akbank Sanat'ta bir konser gerçekleştirecek olan A Capella Boğaziçi, ünlü piyanist Fazıl Say'ın Paganini Jazz, Mozart alla turca ve Summertime gibi caz aranjmanları ve İstanbul'u Dinliyorum, 3 ballad, Bodrum gibi bestelerinin yanı sıra caz standartları da seslendirecek.

16 Nisan 2013, Salı

20.00 - KONSER - A Capella Boğaziçi
Seren Akyoldaş (Soprano),
Ezgi Arslan (Alto),
Kaan Bayır (Tenor),
Recep Gül (Bariton),
Ali Göktürk (Bas)

·

KONSER: AYDIN ESEN - RANDY ESEN

Derin müzikal anlayışı, detaylı ve hiçbir tür ayrımı yapmaksızın sürdürdüğü çalışmalarının yanı sıra dünyanın en ünlü isimleri ve grupları ile birlikte yaptığı çalışmalarla tanınan ünlü piyanist Aydın Esen ve en az kendisi kadar bilinen ve takdir gören caz vokali eşi Randy Esen bugüne değin edindikleri müzikal birikimlerini izleyiciler ile paylaşacaklar.

Kendine has bir vokal tekniği olan ve bugüne kadar bir çok genç solist yetiştirmiş Randy Esen, piyanist eşi Aydın Esen ile birlikte güzelliklerle dolu soluksuz bir konser sunacak.

17 Nisan 2013, Çarşamba

20.00 - KONSER - Aydın Esen / piyano ve tuşlu çalgılar, Randy Esen / vokal

·

WORKSHOP & KONSER: HUMCRUSH & SIDSEL ENDRESEN

Norveç deneysel caz grubu Humcrush ve Norveç'in yetiştirdiği en iyi kadın caz vokalleri arasında yer alan Sidsel Endresen'in etkinlik kapsamında 19 Nisan 2013, Cuma günü hem workshop hem de konser ile müzik tutkunları ile bir araya gelecek. Humcrush ve Endresen kendine özgü vokal teknikleri ile hem caz hem de farklı müzik türlerini bir araya getirdikleri konserlerinde izleyenlere müthiş bir deneysel müzik ziyafeti sunacak.

19 Nisan 2013, Cuma

17.00 - WORKSHOP
20.00 - KONSER - Humcrush & Sidsel Endresen

·

DANS ATÖLYESİ: PANDA VAN PROOSDIJ

Ses ve bedeni sentezleyen yaklaşımıyla tanınan ünlü koreograf Panda van Proosdij, Akbank Sanat Çağdaş Vokal Günleri kapsamında 24-26 Nisan tarihlerinde düzenleyeceği dans atölyesinde deneyimlerini dans tutkunları ile paylaşacak. Etkinlikte Panda van Proosdij'in koreografini taşıyan "Ses ve Beden" ve "Koro ve Koregrafi" performansı gerçekleştirilecek. "Koro ve Koregrafi" performansına Rezonans'da müzikleri ile renk katacak.

Besteci Hasan Uçarsu'nun, 25 Nisan 2013, Perşembe günü "Notalardan Ses'e Yolculuk" isimli panel ile yer alacağı etkinlikte, 26 Nisan 2013, Cuma günü ise orkestra şefi İbrahim Yazıcı'nın katılacağı "Önce Söz Vardı" isimli söyleşi ve koro şefi Burak Onur Erdem yönetiminde Rezonans konseri gerçekleştirilecek.

24 Nisan 2013, Çarşamba

15.00 - WORKSHOP "Ses ve Beden" - Koreograf: Panda Van Proosdij
20.00 - PERFORMANS "Koro ve Koregrafi" - Koreograf: Panda Van Proosdij / Koro: Rezonans
21.00 - KONSER - "Rezonans"

25 Nisan 2013, Perşembe

15.00 - WORKSHOP "Ses ve Beden" - Koreograf: Panda Van Proosdij
18.00 - PANEL "Notalardan Sese Yolculuk" Hasan Uçarsu, Burak Onur Erdem
20.00 - WORKSHOP "Ses ve Beden"- Koreograf: Panda Van Proosdij

26 Nisan 2013, Cuma

17.00 - SÖYLEŞİ - İbrahim Yazıcı "Önce Söz Vardı"
20.00 - DANS - Panda Von Proosdij
21.00 – KONSER
Şef: Burak Onur Erdem
Koregraf: Panda van Proosdij / Rezonans Koro & Dans Grubu

* Akbank Sanat Çağdaş Vokal Günleri kapsamındaki konserler ücretli olup, bilet fiyatları tam 20 TL, öğrenci 10 TL'dir.

Kayıp Umutlar (32.Film Gösterileri)


Kategori: Film Gösterileri
Atlas Sineması
Tarihler: 04 Nisan 2013 Perşembe ~ 04 Nisan 2013 Perşembe
21:30

Adres: Atlas Pasajı, No:209 Taksim Beyoğlu İstanbul
Ücret: 1. Kategori - 17.00 TL
Nereden Alınır: Biletix Çağrı Merkezi: 0216 556 98 00 Biletix Satış Noktaları, www.biletix.com, mekan gişe
Telefon: 0212 252 8576
Yönetmen: Gus Van Sant
Oyuncular: Matt Damon, John Krasinski, Frances Mcdormand, Rosemarie Dewitt, Scoot Mcnairy, Titus Welliver, Hal Holbrook

ABD / 2012 / 35 mm / Renkli / 106´ / İngilizce; Türkçe altyazılı

Matt Damon´ın hem senaryosuna katkıda bulunduğu hem de başrolü paylaştığı, Gus Van Sant´ın bu en yeni filmi, şirket entrikalarına ve taşra politikalarına odaklanıyor. Şirketinin gözbebeği, pazarlama uzmanı Steve Butler ve iş arkadaşı, kasaba sakinlerinin topraklarından doğalgaz çıkartma hakkı için teklif sunmak üzere kırsal bir kasabaya gönderilir. Kolaymış gibi görünen işleri, bölgede saygı duyulan bir öğretmenin halkın da desteğiyle projeye karşı çıkmasıyla çıkmaza girer. Kaya gazını hidrolik kırma yöntemiyle çıkarma konusunda büyük holdingler ile kasaba halklarının çatışmasına odaklanan film, Amerika´da bu konudaki son tartışmaların da odağına yerleşiyor.

32. İstanbul Film Festivali


Zamand-Taha, Ryûhei-Kitamura, Allison-De-Fren, Srdan-Golubovic, Tashiana-Washington, Bir-Vampir-Hikayesi, Buka-Barané, Zemo, Michel-Franco, Golshifteh-Farahani,